TARİH HOCASINA
Anlat bana bir parçacık ecdâdımı anlat
Muhtacım o efsaneye tarihe masal kat
Yattıkça büyür dağ gibi bir gövdesi varmış
Kalkınca uzar gölgesi dünyayı tutarmış.
Mithat Cemal Kuntay
Bugün 28 Haziran 2022. Çocukluğumuzun yenilmez kahramanı Cüneyt Arkın 85 yaşında vefat etti. Sanat hayatını, sinema serüvenini dostları, eleştirmenler ve siyasetçiler AKM’de yeterince anlatacaktır. Biz ise Türk’ü Kahramanlaştıran, kahramanlarını hatırlatan adamı ve bu misyonun önemini konuşalım. 7den 77’ye herkesin gönlünde ayrı bir yeri olan Cüneyt Arkın’ı.
Yeşilçam olarak adlandırılan Türk Sineması, kısırdöngü içinde kıvranırken ortaya çıkan yakışıklı bir doktor sayesinde tam da olması gereken misyonu buldu.
Kahpe Bizans’a ( Doğu Roma İmparatorluğu ) dünyayı dar eden yiğit Osmanlı Akıncısı Kara Murat, Malkoçoğlu ve bazen de Battal Gazi. Bin yıl hükmettiğimiz bu coğrafyada 400 yıl bir vali ile yönettiğimiz Yunan’ın yaptığı mezalimi katliamı yaşayan halk, Malkoçoğlu’nu görünce OHHH BEE dedi. Çok ihtiyacı vardı buna.” Savulun Uleyn Kara Murat geliyor” diye bağırınca tüm sinema salonu yıkılır, alkış tufanı kopar, vatansever duygularımız zirveye çıkardı.
Anam televizyonda görünce Battal Gazi’yi hele bir de kafiri çırpıyorsa Cüneyt Arkın, “Maşallah vur ulan gavura” derdi. Biz sokakta oynarken kim Kara Murat olacak diye kura çeker hatta anlaşma olmazsa kavga ederdik. Kazanan Kara Murat olurdu. Sonuçta kahramanlar hep kazanırdı. Çünkü sadece bizim kahramanlarımız vardı.
Örümcek Adam daha örülmemiş, Süpermen Kripton gezegeninde ailesinin işlettiği değerli madenlerden elde edilen gelirle güzle bir hayat yaşıyor, Batman ise Gotham City’nin sokaklarında kısa pantolonla geziyordu. Lanet olası federaller ise Vietnam’da çekik gözlüler tarafından kepaze ediliyordu.
Tarih öğrenmenin ve öğretmenin en önemli amacı millet bilinci oluşturmak, geçmişten geleceğe sağlam temelleri olan bir yapı inşa etmektir. Bunu da okullarda, yerel yönetimlerin organizasyonlarında ve başka sosyal etkinliklerle sinema ve Tv dizileriyle yapabiliriz.
Şanlı tarihimizin, hatta milli mücadele kadar, Çanakkale veya Kut’ul Amare, 15 Temmuz kadar yakın tarihimizin kahramanlıkları neden sinemamızda sanat dallarında ya da dizilerde yeteri kadar, hak ettiği kadar işlenmez. İşlense de Muhteşem Yüzyıl gibi bir dizi çekilerek Kanuni Sultan Süleyman’ın harem hayatına indirgenir koskoca tarih. Yatağında bile ölememiş bir Sultanı Hareme hapsetmek hangi amaçla yapılır?
Çanakkale Savaşı filmi çekelim deriz Yeni Zelandalı hemşireye aşık bir askerin anılarını anlatırız, ya da yaralı düşmanı savaş hattından kurtaran kahraman askerimizi. Tamam iyiyiz biz. Ama orada düşmanla savaşmak için şehit olmak için savaşan kahramanı neden unutuyoruz? Tek başına dünyanın en fazla ağırlığını kaldırıp, vurulabilecek tek yerden gemiyi vuran Seyit Onbaşıyı ne kadar tanıyoruz? Düşmana küçücük bir alanı dar eden kahramanlar kim? Düşmanlar kim?
Sahi kim bu düşmanlar yahu? Düşman da düşman. Kim bu yedi düvel? Gençler yendiğimiz düşman kim biliyor musunuz? Çanakkale’de 251bin yiğidimizi şehit verdiren, İstanbul’u beş yıl işgal altında tutan, doğu cephelerimizde asker sivil katliam yapan, milli mücadelede tüm Batı Anadolu’yu yakıp yıkan vahşeti bile vahşetten utandıran düşman kim biliyor musunuz? İngiltere, Fransa, Rusya, İtalya, Yunanistan, Ermeni ve Rum. Adları tanıdık geldi mi? Bize dost mu bunlar?
Peki bunları devletler mezarlığı olan Anadolu’ya gömen kahramanlar kim? Bize buraları yurt eden kahramanlar kim? Dedeleriniz ve nineleriniz. Aslında hepinizin ailesinde bir süper kahraman var. Gerçek kahraman. Çizgi Roman ya da hayal ürünü değil yani.
Gazi Mustafa Kemaller, Seyit Onbaşılar, Gazi Osman Paşalar, Ulubatlı Hasanlar, Malkoçoğlu, Kara Murat, Doğan Can, Kara Fatma, Tayyar Rahmi’ye, Gördesli Makbule, Nene Hatun, hatta Yıldırım Bayezid’in Fatih Sultan Mehmet’in atları bile kahramandır.
1945’ten beri yani 2. Dünya savaşından bu yana katıldığı hiçbir savaşı kazanamamış Amerika’nın, girdiği tüm savaşlarda ürettiği sahte kahramanlarla yenilgilerini maskelediği hayal ürünü kahramanlarla Hollywood sayesinde elde ettiği haksız ünü ve korku iklimini kendi kahramanlarımızı çocuklarımıza öğreterek yerle bir edebiliriz.
Afganlar savaştı ama Rambo kazandı. Anlatacak bir tarihleri olmadığı için hep gelecekten kahraman getirip bilinçaltımıza hükmetmeye çalışıyor. Demir Adam, Hulk, Thor. Kim uleyn bunlar? Yaşamıyorlar bile.
Çocuklarımıza kahramanlarımızı öğretelim. Bunu sinema, diziler, masallar (bizde masallar çocuk uyutmak için değil, yiğit uyandırmak için anlatılır evlat), hikayeler, sanatın tüm kolları ve en önemlisi devlet politikası olarak yapabiliriz.
Şanlı tarihimizin ilk yıllarında günümüze kadar kim varsa. Tomris Hatun kimdir? Kürşat Çini nasıl çırptı? Selahaddin Eyyubi, Nureddin Zengi , Alparslan. Boğaç Han. Offf bee.
Çocukken Kara Murat’ı, Tarkan’ı çizgi roman olarak okudum. Bunun yanında Tommiks, Teksas, Zagor, Mister No, Atlantis, Gordon, ve Conan. Bu Conan Kimmeryalı imiş ve bu Kimmerya’yı zamanında Türk kavmi olan İskitler istila etmiş ve yenmiş. Ben bunu yeni öğrendim ama.
Yazının başındaki Kaptan Amerika kim yahu diye sordum oğluma. Amerikanın deneylerle yapmaya çalıştığı dayanıklı asker prototipi dedi oğlum. Sahte yani hayal ürünü. Kara Murat ise bal gibi gerçek.
İşte 70’li yıllarda hasretini çektiğimiz bize ait kahramanları layıkıyla hatırlatan kişi Cüneyt Arkın’dır. Hep iyi oldu, haksızlıkla savaştı iyi polis ve vatansever iş insanı iyi baba iyi evlat oldu. Rahmetli vefatı ile bile kahramanlık yaptı bu yazıya vesile oldu. Rahmet olsun.
Bu (yazı):
Önce gençlerimiz için,
Bu Kahramanlarımız için
Bu Dedelerimiz ve ninelerimiz için
Bu da Cüneyt abinin filmleri ile büyüyenler için