Bildiğiniz gibi bir toplumun bütün fertleri  2 kesimin elinden muhakkak geçer ve muhatap olunur.

Birincisi,MUALLİMLİK: Yetiştirirken.

İkincisi,İMAMLAR(Din Görevlisi):Ölüm hakikati tecelli ettiğinde Cenaze Namazını kıldırırken.

Malumunuz geçmişten günümüze dünya medeniyetlerin tümünde 5000 Yıl önce de,bugünde genel kabul gören 3 meslek vardır ve kıyamete kadar da bu 3 meslek önemini yitirmeyecektir.

MUALLİMLİK…HEKİMLİK… HAKİMLİK…

2014-2015 Eğitim ve Öğretim yılı ile başlayan ve bu yıl biraz daha olgunlaşan M.E.B Aday Öğretmen Performans Değerlendirme sürecini geçtiğimiz haftalarda İstanbul /Ataşehir Zübeyde Hanım Hizmet İçi Eğitim Enstitüsünde bir hafta boyunca bu süreci planlayan ve yürütenlerle değerlendirme fırsatı bulduk.Onları  dinledikçe,sizlere ayrıntılı olarak bu süreci bir yazı dizisi ile paylaşmak niyeti hasıl oldu.Niyetimiz de  ülkemizde her yıl en az 30 Bin insanın   bu süreci yaşadığı ve bu süreci yaşarken nihai hedeflerin aslında ne olduğu, muhataplara bu sürecin iyi anlatılması gerektiği gerçeği idi.İş  eğitim olunca ne söylense,ne yazılsa azdır.

Sistemi savunmak veya eleştirmekten  ziyade mevcut yeni uygulama sürecini  ve nihai hedeflerin üzerinde bir değerlendirme yapmak esas gayemiz.Öğretmenlik mesleği sahada icra edilir ve öğrenilir.Gerçek manada sınıf hakimiyetini bilen,neyi-nasıl öğreteceğini bilen,olaylar karşısında nasıl hareket edeceğini kestirebilen öğretmenler ortalama 4-5 yılda sahada ancak bunu öğrenebilmektedirler.Yani  en az  4-5 yılda ancak gerçek manada ÖĞRETMEN olunabiliyor. Bugünün eğitim sisteminde aday öğretmenler  mesleğini sahada nasıl öğreniyor derseniz genellikle üç yol çıkar karşımıza:

TESADÜFEN – PLANSIZ  -GÖZLEMLEYEREK…

Yeni nesil öğretmen adaylara bir şeyler öğretmek kolay değil.Çünkü çok şey bilirler…Bu görüş çoğunda hakim. Üniversite havasından kurtulmaları zaman ister…Emek ister…Bugünün koşullarında Aday Öğretmenlerden;1-ÖĞRENCİ 2-VELİ 3-MESLEKTAŞLARI 4-İDARECİLERİ MEMNUN OLMALI.Biri memnun olmayınca eğitim ortamı çok çabuk etkileniyor.Eskilerin deyimi ile yıllarca sahada çalışan öğretmenler,aday öğretmenlere “Edep Ya Huuu!" dediği ve iç geçirdiği zamanlar çok olmuştur.

Aslında bu sürecin bir çok aşamasını kurum amirleri bizatihi yaşayarak yada değerlendirerek yıllarca içersinde oldu.

Hatırlayanlar bilir…Yıllarca bilgisayar çıktısı dahi kabul edilmeyip bir mavi klasör dosyayı elle yazdırarak ve 7 aya yayılan Temel ve Hazırlayıcı Eğitim süreci yıllarca uygulanıp durdu.

2010 yılından sonra 2 -3 aya sıkıştırılan  Temel ve Hazırlayıcı Eğitim Süreci bir çok ilde uygulamadan öteye geçemedi.

Adeta formalite yapılan kurs ve sınavlar yıllar yılı uygulanıp durdu.

Neden yıllarca uygulanan Temel ve Hazırlayıcı Eğitimden vazgeçildi derseniz en basitinden neredeyse ilkokuldan üniversiteye kadar karşılarına çıkan ve KPSS ile tavan yapan başta T.C.İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük dersi ile Tükçe Dil Bilgisi gibi temel dersler yıllar yılı verilip durdu.Üstelik aday bir öğretmenin Rehberliğe en fazla ihtiyaç duyduğu zaman diliminde bu eğitim süreci işkence olarak algılandı.

2005 yılında hatırlayanlar bilir Performans Yönetim Sistemi(PYS) pilot illerde uygulandı ancak ülke genelinde uygulama fırsatı bile bulmadı.Şuanda mevcut uygulamaya konulan süreç 1739 Sayılı kanunun 43.Maddesinde değişiklik yapılarak ve 6528 sayılı kanun ile de alt yapısı hazırlanarak kanuni düzenlemelerle de hukuki alt yapısı hazırlandı.

Peki 2014 yılından itibaren uygulanmaya konulan ve ne ilk nede son uygulama biçimi olan bu yeni “Aday Öğretmen Performans Değerlendirme Sürecinin” nihai amacı  ve beklentileri nelerdir? sorusunun cevabını da bir sonraki yazımızda ele alacağız…

Kalın Sağlıcakla…

Selam ve Dua ile…