Nerden baksam on yıl olmuştur radyo dinlemeyeli.
En son öğrencilik dönemlerimde dinlerdim, özellikle İslami yayın yapan radyoları ve bu dönemlerde çok severdim radyo dinlemeyi Sonra neler oldu pek bilmiyorum nasıl oldu da yıllar önce, kulağımda kulaklık gece yarılarına kadar bazı müzikleri ve bazı hoca efendileri dinleyip feyz alarak, her anlattıklarını da hayatıma bire bir indirgemeye çalışarak müthiş bir merakla dinleyişlerim son buldu.
Hayatın içine savrulan beşerlerden birisi olarak tabi ki çok değiştim ve çok farklı yoğunluklar içerisine daldım. Arada nefes almaya çalışınca da aklıma gelen aktiviteler içerisinde radyo yoktu nedense.
Geçen günlerde ise aklıma geldi de kendi kendime düşündüm. Sen ne zamandır radyo dinlemiyorsun, diye özüme biraz da sitem ederek eskiden bağımlısı olduğumu ifade edebileceğim bir radyonun frekansını bulup radyoyu dinlemeye başladım.
Ve meğerse ben çok değişmişim ama bizdeki yayın mantığı hiç ama hiç değişmemiş diye düşündüm. Efendim, yine radyoda bir hoca efendi vardı ve yine sohbet konusu kadınların iddet süresi idi.
Birkaç dakika dahi dinlemeye tahammül edemeden radyoyu kapattım. Neden mi? Çünkü çok sinirlendim. Niye mi? Çünkü artık toplumumuz eski toplumumuz değil, çünkü gençlerimiz kızlı erkekli kaç nesil ellerimiz arasında biz onları izlerken hem de kayıp gidiyor, beraber nikâhsız yaşamanın moda olduğu ve İslami yaşantı görüntüsü veren insanların dahi karşı cinsle ilişkilerinde sınır yok, sabah birinden ayrılan akşam başkasıyla kaldığı yerden yaşamına devam etmeye başlıyor, ahlaki yozlaşmanın haddi hesabı yok, aileler çocuklarına ulaşamıyor, ebeveynlerin her biri de kendi özel hayatını yaşıyor, her gün ortalıklara terk edilen çöplere bırakılan onca bebek haber programlarında birkaç saniyelik yer işgal ediyor, faili meçhul olayların, sudan sebeplerle yaşam hakkını kaybedenlerin sayısı korkunç, büyük- küçük, yaşlı-genç, kadın-erkek arasında hiçbir açıdan fark gözetilmeyip herkese aynı saygısız üslupla yaklaşılıyor. Aile bilincine sahip olmayanlar saman alevinde savrulan evler kuruyor…
Gençlerimiz, kendi öz değerlerine küfre varacak kadar saldıran yerli yabancı sanatçı kılıklıları örnek alıyor, o müzikler eşliğinde kendilerinden geçercesine tepiniyor da kendi öz değerlerini yücelten müziklerden bi haber yaşıyor. Ülkem her cenahtan abluka altında ama sohbet konuları saçma sapan gündem maddelerinden oluşuyor. Cahillik had safhada, kocaman insanlar küçücük cümleler kuruyor.
İbadethaneler sadece birkaç yaşlıya hizmet ediyor ve dini ritüeller artık neredeyse yaşlıları bağlıyor, gençlerin insani vasıflar doğrultusunda yaşanabilecek bir hayat hakkında bilgileri yok ayrıca nereye nasıl yöneleceklerini bilmiyorlar. Ahiret bilinci ise hak getire.
Sosyal hayatta tüm bunlar yaşanırken bizim, toplumu yönlendirme ve bilinçlendirme konusunda asli görevi olan bazı hoca efendilerimiz hala bağıra çağıra ve dahi candan hissederek kadının bekleme süresi hakkında (ki eğer bekleyen veya beklemeye niyeti olan kadın kaldıysa) cemaati bilgilendiriyor.
On yıllar öncesi insan topluluğunun artık karşılarında olmadığını ve dolayısıyla ciddiye alınmadıklarını bilmiyorlar. Güncel ve ciddi çalışmalar yapılmıyor. Yayın organlarından olan bu İslami radyolar, günümüzde toplum sorunları ve önceliklerinden uzak, hala aynı konu ve içeriklerle yayınlar yapıyor, dolayısıyla yerinde sayıyor. Ama insanımız hiç beklemeden büyük bir boşluğa yuvarlanıyor.
Toplum olarak bulaştığımız çirkef ve bilinçsizlikten kurtulmak adına, ne zaman birileri ellerimizi tutacak da bizleri yönlendirecek? Ne zaman insanların özüne inilmeye çalışılıp, basmakalıp, alışıla gelen sözüm ona sohbet konuları terk edilecek? Gençler, ah gençler ne zaman bağırlara basılıp insani vasıflarının geliştirilmesi sorunu giderilmeye çalışılacak?
Kocasını bir şekilde kaybeden kadın eğer belli bir ahlak üzere ahlaklanmışsa, zaten Allah korkusundan, eski kocaya saygısından ve dahi kuldan utandığından en az dört ay bekler emin olun ve lütfen artık bunu öncelikli dert olarak ele alıp durmayın.
Sizler öncelikle ahlak yozluğunda sınır tanımaz bir devri yaşamaya başlayan bu topluma, bir takım ahlaki değerler vermeye çalışın. Zira en önemli hasletlerden birisi ahlaktır (ki o dinin kabuğudur). Gerisi ise o kabuğun içini dolduracak, sonraki mevzulardır…