Sosyallik, insanlığın şartlarındandır.
Öyle ki tanışıp kaynaşalım diye milletlere ve kabilelere ayrılmışızdır da yine başıboş ve yalnız bırakılmamışızdır. Ve inzivaya çekilip yalnızlığı tercih edenler (peygamberler de dâhil) toplum içerisine yönlendirilmiştir. Dolayısıyla beşer olan, ister istemez ve fıtratı gereği bir toplumun üyesi olarak ait olduğu toplumdaki yerini almıştır. Ancak yaşamak durumunda olduğumuz toplumda, bizlerin nefes almasını zorlaştıracak tipler illaki bulunmaktadır. Ve maalesef bu tiplerin; Kronik algıları vardır da kendinizi öldürseniz algılarını değiştiremezsiniz Ne yaparsanız yapın, masumiyetinizi kabul etmezler çünkü herkesi kendileri gibi içten pazarlıkta limitsiz zannederler Hayat anlayışları tam olarak “Bana, hep bana. Hep hep hep bana.” mantığı üzeredir Varlığınız, eğer onların çıkarları ve varlığı içinse “Yaşasın varlığınız.” dır. “Çok yaşayasınız.” dır Onlarla hakkınız olan eşitliğe ulaşmak, onların hak anlayışlarına hakarettir. Çünkü mantıklarınca ortak pastanın tüm hakları şahıslarına ayrılmıştır. Beğenmedikleri kısımları size bırakırlar Yüze gülüp arkadan vuran takımıdırlar Amaçlarına ulaşmak için kullandıkları şey, kesinlikle kişilikleri değildir Çıkarlarına yararı olmayacaksa; etliye sütlüye, fikir fırtınasına hiç gelmezler. Zaten yüzünüze karşı da hesaplarını pek söylemezler Sizi koyun zannederler de (üzerine binilmeyecek bir hayvancağız olmasına rağmen) sırtınızdan inmemek için gerekirse tek tüycüğünüz kalmayana kadar yolmaya devam ederler Sessiz bekleyişlerde olan sizi yumuşak başlı, dolayısıyla uysal koyun zannettikleri için bunun aksini gördüklerinde gözleri döner, gördüklerine inanamazlar Çabalayarak elde ettiğiniz bir tavuk, onların tüm kümes hayvanlarından daha fazla meşgul eder bulundukları topluluğun gündemini, zaten o gündemi de kendileri oluştururlar Yıllarca gasp ettikleri hakkınızı almaya kalktığınızda, artık hakkınızı kendi hakları olarak benimsemiş oldukları için size nasıl çatacaklarını bilemezler Anaforlarla boğuşur, sizleri de gereksiz yere meşgul ederler Gözünüzle gördüğünüz, bizzat şahit olduğunuz durumdan bile şüpheye düşürürler, öyle inandırıcıdırlar ki, “Acaba ben yanılıyor muyum?” diye kendinizi sürekli vicdan muhasebesine oturtursunuz Kendilerine aynadan baktıkları vakit ne gördüklerini hep merak edersiniz Her dönemin karlı kesimi bu gruptur efendim, maalesef ki. Siz bir takım sınavlarla mücadele halinde iken, yeri hep güçlünün yanı olan bu kesimin kar ve çıkar oranı hiç düşmez Onlardan kaynaklı mağduriyetler yaşayanlar ama şerlerinden çekinenler, “İte dalaşacağına çalıyı dolaş.” Mantığıyla hareket eder çoğu zaman, dolayısıyla yaptıkları yanlarına kar kalır bu takımın ve gemisini yürüten kaptan olurlar İpleri ellerinde tutanın en yakınındaki isimlerdir, yalakalıkta uzman, kaz gelecek yeri hakkıyla gözeten tuzu kurulardır aynı zamanda Her sosyal ortamda vardır, hep kazanan onlardır eğer kast ettiğiniz dünya ise. Size de bu çaresizlikte Allah’a havale etmek düşer yapılanları Alkışlayanları hep olur onların, öper dururlar samimiyetsiz gözlerinden ve ellerinden Kendileri gibi olanlardan hep takdir alırlar bu tipler ve bazen, yani nadiren, ve sadece bir köşe yazısına ilham kaynağı oluverirler…