MAHİR KILIÇOĞLU mahirkilicoglu@hotmail.com

ZULMÜN ADI 2003-25157 SAYILI BKK

24 Mart 2020 Salı 06:00

Devletin nice sınavlardan, güvenlik soruşturmalardan geçip yurtdışına gönderdiği öğretmenlerle ilgili 2003-25157 tarih ve sayılı bir bakanlar kurulu kararı çerçevesinde iş ve işlemler yapılıyor.

Adına Bakanlıklararası Ortak Kültür Komisyonu denilen birim 17 yıldır küçük değişikliklerle 2003 tarihli bakanlar kurulu kararına göre işlem yapmaya devem ediyor.

Yurtdışına gönderilen öğretmenlerin defalarca dile getirdiği sorunlara çoğu zaman duyarsız kalınarak, kanuni izinlerini bile yurtdışı aylıklarını keserek veya yıllık ve mazeret izinlerinden düşürerek kullandıran bir mevzuatla işlemler yapılıyor.

Yurt dışına giden öğretmene ailenizi götürün diyen yetkililer, bu ailelerin binlerce avroyu bulan yol giderlerini karşılanması konusunda hiçbir girişimde bulunmaz.

Yurtdışına giden dışişleri personelinin yararlandığı pek çok haktan yararlanamıyoruz. Çünkü görevlendirilme şeklimiz bir garabet; 1+1+1+1+1. Yani birer yıllık geçici görevle görevlendiriliyoruz. Bu görevlendirmeler 5 yıla kadar uzatılıyor. Neden böyle yapılmış, çünkü eski Türkiye’nin alışkanlığı. Yurtdışına gönderilen personelin başında bu görevlendirilme şekli bile mobing kapsamına sokulacak biçimde kullanılabiliyor.

Sosyal medyada bir öğretmen yazıyor, okuyalım:

“İyi günler arkadaşlar, yurtdışında görev yapıyorum ve hamileyim. Doğum izni için şöyle bir bilgi verdiler bize; 37’nci haftada zorunlu olarak ayrılıyoruz ve yurt dışı maaşımızı tamamen kesiyorlar göreve dönene kadar. Anlayamadığım raporluyken bile maaşın bir kısmını alırken hamileyken hiç maaş ödenmemesi? Anne oluyoruz neden cezalandırılıyoruz? Daha önce başına böyle bir şey gelen var mı?”

Bu yazı üzerine yapılan yorumlarda kaç kişinin benzer nedenlerle mağdur olduğunu görüyoruz. Yurtdışı görevdeyken 40 günlük izni aştığı halde yasal izin hakkını kullanmak zorunda kalan personelin yurtdışı aylığı kesiliyor. Kirasını ödeyemeyen, ihtiyaçlarını başkalarından aldığı borçla gidermek zorunda kalan hatta memleketten borç isteyen öğretmenlerin dertlerini görünce, onların hiç de devletin ballı börekli memurları olmadıklarını görürsünüz.

Yurtdışı görevde iken doğum yapan personelin 16 haftayı bulan doğum iznini 40 günlük yıllık izin ve mazeret izninden düştükten sonra hesaplar, geri kalanında da yurtdışı aylığından keserler. Kanunun aylıktan kesinti olmaz dediği hususa rağmen bu yapılıyor. Öğretmenin isyan ettiği husus bu.

Her şeyden bütün mağduriyetlerin kaynağı, hamile ve doğum yapan kadına bile kanuni izin hakkını vermeyen, verirse izinlerinden veya yurtdışı aylığından kesen BAOKK’nin dayanağı 2003-25157 sayılı BKK’dir.

Eski Türkiye’nin, personelinden şüphe eden, paranoyak zihniyetiyle hazırlanmış 2003-25157 sayılı BKK’yi savunan bürokrat çok gördüm. Ama onların hepsi eskide kaldı. Şimdi bu paranoyak esasların 657 sayılı kanunla uyumlu hale getirilmesi, öğretmene ve diğer personele yurtdışı görevinde tıpkı yurt içinde olduğu gibi bütün özlük haklarının tam olarak kullandırılmasının yolunun açılması gerekir.

Sınavsa sınav, güvenlik soruşturmasıysa güvenlik soruşturması, ne tür eleme ve seçme yapılırsa yapılsın yurtdışına giden personel en seçme ve en nitelikli personel olması için uğraş veriliyor. Bu değerli çabalara görevlendirilen personelin yurtdışı görevde sünepe gibi, temel ihtiyaçlarını giderme kaygısı yaşayarak ya da ülkesine dönme arasında gidip gelinmesine de engel olunmalı.

Yurtdışı göreve ailesiyle giden personele yurtdışı aylığı üzerinden eş ve çocuk yardımı yapılmasından, kira desteğine, yerinde sağlık güvencesinden, ulaşım giderlerinin (yolluk) karşılanmasına kadar bütün özlük hakları tam ve eksiksiz verilmelidir. Bu görevlendirilen memuru zengin etmez ancak devletimizi daha da yüceltir.

Yurtdışı aylığı öğretmenlere ve dahi diğer görevlilere ek ders gibi fiili yapma karşılığı ödeniyor. Buna 30 günlük yıllık izin ve 10 günlük mazeret dahil. Ancak 657 sayılı kanunla verilen haklar, yurtdışı görevde olanları kapsamasına kesinlikle izin verilmiyor.

Bakanlıklararası Ortak Kültür Komisyonu Çalışma Usul ve Esasları madde 12’ye göre fiilen görev yapılmasına bağlı olarak aylık ödeneceği yazılmış. Yetkililer yurtdışı personele tıpkı gündelikçi gibi muamele yaparak, kanuni izinlerini bile bakanlar kurulu kararıyla kısıtlamayı uygun görmüşler. Halbuki 657 ile verilen izinler fiili çalışma kapsamında verilmiş temel haklardır. Memur 657’ye göre fiilen çalışmayıp kanuni izinlerini tam olarak kullanabiliyorken, yurtdışına BAOKK tarafından gönderilen personelin 657’de belirtilen mazeretleri yurtdışında fiili çalışmaya dahil edilmediği için yurtdışı görevli personel sürekli mağdur ediliyor.

Açıkça yazsınlar ve desinler; yurtdışı görevde iken eşiniz doğum yapamaz, yakınlarınız ölemez, yurtdışında doğum yapamaz, yurtdışında hasta olamazsınız. Yetkililer yurtdışı görevde nasıl memur istediklerini yazsınlar, onları arayıp bulsunlar. Yoksa insan olmanın doğal sonucu olan mazeret izinleri gibi bazı özlük haklarını yurtdışında vermemenin adı zulümdür.

Türkiye’de idari izinli sayılan öğretmenlere ek dersleri tam olarak ödenir. Yurtdışında kanuni izin hakkını kullananlara yurtdışında bulundukları halde 40 günü geçti mi yurtdışı aylıklarında kesinti yapılıyor.  Korona virüsü nedeniyle zorunlu karantinaya, görev yerlerine dönememeye, memleketine veya ailesine kavuşamamaya yetkililer ne diyecek merak ediyorum.

Çünkü Cumhurbaşkanımızın bütün insani önlemlerini, kararnamelerini yok sayıp devletin o soğuk, o statik, duygusuz yüzünü gösterip zor durumda olan insanları mağdur etmeye devam mı edecekler, cidden merak ediyorum.

Eski Türkiye’den kaç şey kaldı bilmiyorum, lakin eski Türkiye’nin paranoyak zihin yapısının yansıtan 2003-25157 sayılı BKK hala uygulamada. Ya değişmeli ya da tamamen yepyeni bir yurtdışı görev vizyonu ile yeni bir yapı kurulmalıdır…

YORUMUNUZU YAZIN ...
Farklı olanı seçin:
# # # # # #
Halil
Mahir hocam sizi tebrik ediyorum. Gayet yerinde tesbitler yapmışsınız. yurtdışında çalışan öğretmenlerin özlük hakları iyileştikçe öğretmenlerden beklenen verim artacaktır. Değişen ekonomik ve sosyal koşullara göre kanun ve yönetmeliklerin değişmesi şarttır. Aksi takdirde ciddi mağduriyetler olacağı da aşikardır.
Nail
Kaleminizle Yurtdışında görev yapan öğretmenlerimizin yaşadığı sıkıntıları dile getirerek bizlere destek olmuşsunuz.Umarım bu yazınız yetkililerimize ulaşır ve bazı adımlar atılmasına vesile olur. Yaşanan sıkıntılar var ve bunu dile getirmek ve yöneticilerimize iletebilmek,iletebilirsek çözüme kavuşturmak oldukça zor.Bir yıl artı bir yıl şeklindeki görevlendirme metodu yutdışında çalışan öğretmenleri mesleki olarak kendine güven duymasında engel olarak duruyor ve her yıl sonuna görevlendirmesiyle ilgili endişelerle geliyor.Durum ortada.Olağanüstü durumlara yönelik sıkıntılarla ilgili bir çözüm bile bulunamıyor veya varsa yurtdışında görev yapan öğretmenleri rahatlatıcı bir açıklama yapılmıyor. Her türlü sorunumuzun çözümü için bu yazınız bir başlangıç olur umarım.Teşekkür ederim.
Talat
Teşekkürler Mahir Bey, sorunlarımızı açık yüreklilikle bu sütunlara taşıdığınız için.Soylenecek herşey söylenmiş.Yazdiklariniz çok doğru şeyler ve devletimizide rencide edecek cümleler yok.Avrupadaki tüm öğretmenler bu satırlardan çok mutludurlar ama ,çoğu öğretmen bunu yorum olarak dahi dile getiremezler.Endiselidir ya başıma birşey gelir diye.Vatandaslarimizla konuşurken dahi doğru bildiğini şikayet edilirim diye dile getiremez .Zor iştir yurtdışında çalışmak.Basli başına bir endisedir.İnsan karakterinin dumura ugramasıdır.Tum zorluklarına rağmen ,elimizden geldiğince hizmet ediyoruz ve edeceğiz.