MAHİR KILIÇOĞLU mahirkilicoglu@hotmail.com

YGS VE LYS KALKTI, YAŞASIN YKS!!!

14 Ekim 2017 Cumartesi 22:41

Yeni ÖSYS (Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Sistemi) daha sade, daha basit ve kolay. Ölçmeciler yeni ÖSYS’nin ne getirip, ne götüreceğini tartışadursun, bunun eskisinden farkını bir yana bırakırsak, durumun aslında eskinin devamından başka bir şey olmadığını görürüz.

Çoktan seçmeli sınavların okullarda verilen eğitimi nasıl şekillendirdiğini anlatmaya hiç gerek yok. Bu konu ÖSS’de çıkmıyor, geçelim denildiğini herkes duymuştur. Geleceğimiz sınavlar tarafından şekillendiriliyor ve bu yeni haliyle ÖSYS bunun tam merkezinde oturuyor.

Berber olmak için, oto tamircisi olmak için, boyacı olmak için, şoför olmak için bu eğitim sistemi içinde kimseninin okumasına gerek yok. O zaman berber olacak çocukları, oto tamircisi olacak çocukları, boyacı olacak çocukları, şoför olacak çocukları neden liselerin sıralarında, üniversite sınavına girsin, iyi bir puan alıp üniversite okusun diye motive etmekle uğraşıyoruz ki?

Lise mezunu kişilerin en fazla %10’u devlet kadrolarına ve devletle ilişkili kadrolara giriyor. Geriye kalan %90’nın ne yaptığı, ne yapacağı, özel sektörün ücret politikası, izinler, sosyal haklar vs. kimsenin umurunda değil. Buna rağmen eğitim sistemi devlet kadrolarının ihtiyaç duyduğu insanı yetiştirmek üzere kurgulanmış. Bunun en açık göstergesi işte eski veya yeni haliyle uygulanan ÖSYS’dir.

Üniversite yerleştirme sistemi, Öğrencilerin ne kadar Türkçe ve Matematik bildiğiyle ilgili, bireysel özellikleri yeterince değerlendirmediğinden, yeteneklerin ödüllendirildiği bir sistemimiz olmadığından ihtiyacımız olan beyin gücüne sahip olduğumuz halde bunları yetiştirip topluma kazandıramıyoruz.

Daha açık ifadeyle, söz gelimi öğretmenlik için bireylerin ifade edici dilini hiç değerlendirmiyoruz, yönetim gücünü, karakterini, duygusal durumunu hiç değerlendirmiyoruz.

Öğrenciler tarafında yönlendirmeye açık kişiler kolaylıkla öğretmen oluyor. Öğrencileri yönlendirmesi gereken kişilerin öğrenciler tarafından yönlendirildiğini defalarca gördüm, neredeyse her okulda var.

Öğrencilerin sosyal  yönü, onların başarıları için en önemli etken. Toplum hayatında başarı için sosyal beceriler olmazsa olmaz. Hiç bir sosyal beceri ölçümü yapılmadan toplumla ilgili işler için eğitim veren bölümlere kişilerin akademik becerisini ve akademik kapasitesini ölçerek eleman yerleştiriyoruz.

Hem öğrencilerin, hem ailelerin genel olarak kafasında üniversiteye yerleştirme deyince genellikle 4-5 isimden başkası gelmez. Tıp, mühendislik, öğretmenlik, hukuk ve kamu yönetim genel olarak akıllara gelen alanlar. İnsanların (tıp hariç), sanki mezun olduğu alanda mutlaka kamuda bir işe girecekmiş gibi beklenti içine girmelerinin sebeplerinin başında eğitim sistemi geliyor. Sonra sınav sistemi.

Siz neyi ölçerseniz, insanlar değer kazanmak, önem kazanmak, belirli sıfatlar elde etmek için o alanlarla ilgili beceri geliştirirler. Sözgelimi insanların yaratıcılığını, üretkenliğini ölçen bir değerlendirme ve yerleştirme sistemimiz olsaydı, çocuklarımız ve onların ebeveynleri çocuklarının yaratıcılığının ve üretkenliğinin artması için çalışırdı.

Ölçtüğünüz şey sizin değer verdiğiniz şeydir aynı zamanda. Devlet yaratıcı yeteneklere sahip olan, üretkenliği yüksek, sanat yönü olan, hobileri olan bireyler aramıyor. Dolayısıyla iyi yazan, okuyan, okuduğunu anlayan, kendini yazılı olarak iyi ifade eden, iyi hesap yapan, akıl yürütmesi ve muhakemesi güçlü, birazda aldığı eğitime göre bilgi ve kültüre sahip bireyleri değerli gören bir sınav sistemimiz olduğundan öğrenciler de bu beceleri geliştirmekle meşgul oluyorlar.

Bir öğrenci, ortaokul ve lisede elektroniğe ilgi duyup bu alanda icat düzeyinde çalışmalar yapmaya başlamışsa bu onun hayatının ve geleceğinin kararmasına neden olabilecek bir şey olabilir. Çünkü sınav sistemi onun icatlarıyla kesinlikle ilgilenmiyor. Ancak ülkemizin böyle birinin icatlarına çok ihtiyacı var.

Yeni ÖSYS, sınava giren öğrencilerin üzerindeki yükü azaltıyor. Yeni sınav sistemi eskinin tekrarından başka bir şey değildir. Sonucu değiştirmeyecek, insanlar yine kendilerine hayatları boyunca lazım olacak becerileri geliştirmek yerine bir kaç saatlik sınava hazırlanmayı, bu sınavla ilgili becerileri geliştirmeyi seçecek. Biz bütüncül değerlendirmeye geçmez isek, toplumun ihtiyacı olan bireyleri yetiştirmek için değil de devletin ihtiyaç duyduğu bireyleri eğiten eğitim sistemini uygulamada tutarsak daha çok sınav sistemi deneriz.

Mahir KILIÇOĞLU

mahirkilicoglu@hotmail.com

YORUMUNUZU YAZIN ...
Farklı olanı seçin:
# # # # # #