MAHİR KILIÇOĞLU mahirkilicoglu@hotmail.com

TÜRKİYE’NİN KKTC’DE NEDEN OKULU YOK

16 Şubat 2019 Cumartesi 06:00

KKTC’nin İslam dininin öğretildiği tek okulu Hala Sultan İlahiyat Kolejidir. Bu okulun haricinde din dersi ilkokul 4-5. sınıf ve ortaokulda birer saat, lisede seçmeli olarak haftada 1 saattir. Bunların haricinde bir tane bile Kur’an kursu, okullarda seçmeli olarak bile herhangi bir din dersi yoktur.

Kıbrıs’ta, öğrenci kayıtlarıyla ilgilendiğim için halkın nabzını tutma olanağım oldu. Anaokuluna giden çocuğunu bile Hala Sultan’a yazdırmak isteyen velilerin sayısı öyle 3-5’le sınırlı değildi. Çocuklarını Hala Sultan’a yazdıramadığı için, çocukları Hala Sultan’ın sınavlarını kazanamadığı için, çocukları kontenjana takıldığından Hala Sultan’a yazılmadığı için, çok uzak olduğundan vb. nedenlerle Hala Sultan dışında kalan öğrencilerin velilerinin üzüntüsünü yaşayarak gördüm.

Bütün bu insanların tek isteği var, çocukları dinlerini, diyanetlerini öğrensinler, güvenli, çağdaş ve iyi eğitimle bir okuldan mezun olup meslek sahibi falan olsunlar istiyorlar.

İnsanlar hem Hala Sultan İlahiyat Koleji gibi İmam Hatip programını uygulayan, hem de nitelikli eğitim veren okullar istediklerini sürekli gündeme getiriyorlar. Aileler yarım gün okula giden çocuklarının günün diğer yarısında yaptıklarından, yaşadıklarından dolayı endişe yaşıyorlar. Onların endişelerini giderecek bir çözümü KKTC hükümetleri günümüze kadar oluşturmadı, gelecekte de oluşturacak gibi görünmüyor.

KKTC’nin eğitim sistemi baştan aşağı kötü demek yanlış olur. Ancak sistem şu an insan yetiştirme işlevini çok sınırlı şekilde yerine getiriyor. KKTC’de özel okullarda dâhil bu yanlış eğitim sistemini uyguluyor. Türkiye, okulları ile eğitim felsefesi ile KKTC’de var olmalı. Hala Sultan İlahiyat Koleji KKTC ölçeğinde açılmış bir okuldur. Orada, halkın anaokulundan, lise son sınıfa kadar çocuklarını gönderebileceği hem İmam-Hatip, hem de normal eğitim programlarını uygulayan Türkiye okullarına ihtiyacı var.

KKTC’de il yoktur, ilçeler vardır. Bu ilçelerin başında bizdeki gibi Kaymakamlar vardır. Başkent Lefkoşa en büyük ilçedir. Sonra Gazimağusa, Girne, Güzelyurt ve İskele gelir.

KKTC’de öncelikle Lefkoşa, Gazimağusa ve Girne’de Türkiye’nin okulları açılmalıdır. Daha sonra Güzelyurt ve İskele’de de açılabilir.

Türkiye’nin dünyanın pek çok ülkesinde onlarca okulu var ancak KKTC’de bir tane bile okulu yok. KKTC okullarında her ne kadar Türk Milli Eğitim Müfredatı ağırlıklı olarak işlense de değişen, dönüşen eğitim sistemiyle Türkiye yeni bir çehreye kavuştuğu halde KKTC okullarında 20-30 yıl öncesine göre değişen bir şey yok. Önümüzdeki 20-30 yılda da böyle bir değişim iradesi de görülmüyor.

İngilizlerin KKTC’de kendi okulları var maalesef, Türkiye’nin Kıbrıs’ta bir okulu yok.

Türkiye’nin Kıbrıs’ta okul açması buradaki vatandaşlarımız için de çok önemlidir. Bu ayrıca, Kıbrıs Türk Eğitim sistemi içinde olmazsa olmazdır. Çünkü, Kıbrıslı Türkler, tam gün eğitim konusunda bile henüz ikna olmuş değiller ve bunun 3-5 yıla olmasını pek muhtemel görmüyorum. Sendikaların bu konuda direnci çok fazla ve sendikalar istemedikten sonra KKTC’de eğitim alanında genel bir uygulamanın yürürlüğe girmesi pek mümkün görülmüyor.

KKTC Eğitim sisteminde ders günü sayısı Türkiye’deki gibi resmen 180 gün görünmesine rağmen yılda en az 40 gün eksik ders görülüyor. Çeşitli tatiller, sınav haftası uygulaması ile düzenli olarak en az 40 gün hiç ders işlenmeden geçiyor. Dolasıyla KKTC’de işlenen müfredatlar ya sene sonuna yetişmiyor ya da verimli işlenemeden üniteler geçiliyor.

Yılda 40 gün eksik ders işlenirse, 4 yılda 160 gün eder. Kıbrıs’taki öğrenciler 4 yılda Türkiye’deki akranlarından toplamda neredeyse bir yıla denk gelecek şekilde eksik ders alıyor. Bu şekilde devam edilemez olduğu halde, bunu tartışan bile yok.

Okullarda uygulanan blok ders uygulaması bile başlı başına bir sorun. Öğrenciler 120 dakika teneffüs yapmadan üç ders işliyor. Bu hem eğitim ilkelerine, hem çocuk haklarına, hem insan tabiatına aykırı olduğu halde ısrarla sürdürülen bir yanlış olarak varlığını devam ettiriyor.

Türkiye’nin Kıbrıs’tan vazgeçmesi söz konusu olmadı, olamaz. Her şeyi tam yapıp neredeyse tamamı Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan çocukların eğitimini Türkiye’nin eğitim vizyonunu paylaşmayan kişilerin insafına bırakmak kabul edilemez.

Türkiye ordusuyla, elçiliğiyle, mali desteğiyle, çeşitli branşlardaki kamu görevlileriyle KKTC’yi destekledi, destekliyor, destekleyecektir. Ancak Türkiye’nin Kıbrıs’ta en büyük eksiği, kendi okullarının olmamasıdır.

Maalesef, Kıbrıslılara bırakılan her şey gibi, zamanında Türkiye tarafından açılan bazı okullar, yenilenmesi gereken KKTC eğitim sisteminin içinde diğerlerinden farkı kalmamış Türkiye’nin çok gerisinde kalarak KKTC eğitim sisteminin parçası olmuştur.

Türkiye’nin Kıbrıs davası, bu davanın şuurunda yeni nesilleri yetiştirmesiyle devam edebilir. Kıbrıs Türk Eğitim Sistemi, geçmişten beri Türkiye'nin eğitim sistemin parçasıdır. Ancak bugün gelinen nokta, Kıbrıs Türk Eğitim Sisteminin dönüşümü yolları tıkanmıştır. İdeolojik körlük, din karşıtlığı, Türk Milli değerlerine şüpheyle bakış, çağdaş eğitim diye adeta tapılan seküler eğitim Kıbrıs Türk Eğitim Sistemini esir almıştır.

Bakın, Hala Sultan İlahiyat Koleji örneğinde görüldüğü gibi, bu okul hakkında yine bir kapatma davası gündemde. Okullarda din dersi seçmeli hale getirildi, sonra okul yönetimlerinin keyfiyetine bırakıldı ve maalesef bu keyfiyeti din dersinin işlenmesi yönünde kullanan idareci çok az.

Bu tıkanmanın önünü açmak için Türkiye'nin okulları bir fırsat olacaktır. Eğitimdeki esnek yapısı, çağdaş, bilimsel ve Türk Milli değerlerini özümseyen özellikleriyle Türkiye'nin okulları Kıbrıs için bir model niteliği taşıyor. Türkiye ilkokuldan, liseye kadar hem İmam Hatip hem genel ortaokul ve lise türlerinde okulları Kıbrıs’ta açmalıdır. Bu Türkiye’nin Kıbrıs davası için elzem, elzem olduğu kadar acil bir konudur.

YORUMUNUZU YAZIN ...
Farklı olanı seçin:
# # # # # #