Sosyal medyaya yansıyan görüntüleri izledim. EBS başakanı Ali Yalçın’ın da tepki gösterdiği gibi artık bazı gerçekleri ortaya koymanın ve sınırları yeniden çizmenin zamanı geldi. Sadece anneler değil, okulla ilişkili herkesin sınırları çizilmeli ve açık açık belirtilmeli. Zira bugün annenin yaptığını yarın baba, öteki gün hizmetli, başka bir gün memur, diğer bir günde kaymakam yapabilir.
Gelelim olayın analizine. Görüntüler sosyal medyada her yerde dolaşıyor. Bu ayıp bile, o sınıfa giren, çocukla tartışan, görüntüye alan ve sosyal medyada yayan kişi ve kişiler için yeter de artar bile.
Görüntüden anladığımız kadarıyla olay sınıf ortamında gerçekleşiyor. 9 yaşlarında olduğunu tahmin ettiğimiz bir erkek öğrenci ve karşısından öğretmeni olmayan en az üç yetişkin... Bir defa bu manzara bile ortada ne kadar eşitsiz bir durum olduğunu göstermeye yeter. Üç yetişkine karşı tek bir çocuk…
Çocuk gayet kendinden emin, ne yaptığını bilen edasıyla karşısındaki kişilere belli ki anlaşamadıkları bir mesele var “Sana ne” diyor. Kimi çocuğu çok saygısız ve ukala bulabilir. Mesele çocuk olsaydı bu yazı kaleme alınmazdı.
Öncelikle şu soruların cevaplanması gerek:
1. O yetişkinlerin sınıfta ne işi var?
2. O okulda ve sınıfta öğretmen varsa böyle bir duruma nasıl izin verebilir?
3. Videoyu çeken ve sosyal medyada yayan ahlaksızlar kim?
4. Olay soruşturuluyor mu?
Okul, öğretmen temelli eğitim-öğretim işlerinin yapıldığı yerdir. Okulda, müdür de öğretmendir, müdür yardımcıları da. Çünkü eğitim herkesin öğretmen kadar profesyonellikle yapabileceği bir iş değildir. Okuldaki hizmetli de memur da eğitimin parçasıdır ancak veliler gibi okulla ilgili öğretmen dışındaki paydaşların kendilerini öğretmen rolüne sokması, öğretmen pozisyonuna eşitlemesi kabul edilemez.
Ayrıca okul, çocukların mahrem alanıdır. Bu alanın kendi mahremiyeti vardır ve bu mahremiyet çocuğun ailesinin bile bilmemesini gerektirebilir. Çünkü eğitim-öğretimi, çocuk kişiliğini olumsuz etkileyecek bilgi paylaşımları etik değildir. Bu nedenle kamera yasağı getirildi, bu nedenle paylaşımlara sınırlama ve aile ve çocuk rızası şartı getirildi.
Kendi çocuğumun okulda yaşadığı ve bize anlatmak istemediği pek çok yaşantısı var. Kendi çocuğumu okulunda gördüğümde bambaşka bir çocuk görüyorum. İşte o ortam çocuğumun mahremidir, özel alanıdır, akranlarıyla ve öğretmenleriyle ilişkide bulunduğu bambaşka bir ortamdır. Bu mahremiyete öncelikle herkesin saygı duyması, herkesin sınırlarını bilmesi gerekir.
Konuya sosyal medyada insanlar kendi açılarından yorum getirmişler. Öncelikle getirilen yorumların pek çoğu aklı selimden uzaktır. Çocuğu suçlayıcı tavır ve tutum sergileyen kişilerin çocukla tartışan ve onu adeta sığaya çeken o sınıf annesinden farkı yok. Onun haricinde konuya sağduyu ve bilimsel açıdan yaklaşanlar da var. Onlardan birkaç tanesi alıntılayarak sizlere aktarıyorum.
Eğitim-Bir-Sen başkanı Ali Yalçın’ı yukarıda değindiğim twiti şöyle devam ediyor: “Sınıf Anneleri “Öğretmenlerin” yerine geçmemeli, Okul Aile Birlikleri “Okul Müdürlerinin” yerine geçmemeli, Mülki İdare Amirleri “İlçe Milli Eğitim Müdürlerinin” yerine geçmemeli. Kızılderili Atasözü; “Bir çocuğun eğitiminden tüm kasaba sorumludur” der. Ancak, bu herkes her işe karışsın ve işler içinden çıkılamaz hale getirilsin anlamına gelmez.”
Damla Bozancır, bizim baktığımız açıdan bakmış ve konuyu mahremiyet merkezli ele almış. Olayın çocuk istismarı ve çocuk haklarına saldırı olduğunu belirten Bozancır, sınıf annesinin o yaştaki bir çocukla konuşma şeklinin çok yanlış olduğunu vurgulamaktadır:
“Sınıfın tek bir annesi-babası vardır, o da öğretmen. Sınıf, öğretmen-öğrenci mahremiyetindedir. Çocuk istismarına giren bu videonun yayınlanması bu çocuğun kişilik haklarına tamamen saldırıdır. Ayrıca kendine 'anne' diyen bu şahsın o yaştaki bir çocukla konuşma şekli çok yanlış.”(1)
Yiğido isimli bir kullanıcı, belli ki eğitimci:
“Eğitim öğretim yapılan bir sınıfa öğretmen, öğrenci, idari kadro ve okul temizlik/bakım görevlileri haricinde kimse giremez, yasaktır. Sınıf annesi de sınıfa giremez. Bu kural sadece özel eğitim alan çocuklarda gölge öğretmen girecek şekilde sınırlandırılır. Hele video çekmek...” (2)
Sonuç olarak bakanlığın bu konuya bir an önce el atması gerekmektedir. Üç yetişkine karşı tek başına harp vermek durumunda kalan çocuğun da bu süreçte yıpratılmaması ve korunması gerekmektedir. Çünkü çocuk, kimine göre kahraman, kimine göre şımarık olarak ilan edildi ve kamuoyuna mal oldu. Bu talihsiz soruna sebep olanların da (görüntüleri kaydedip paylaşanların) bulunup cezalandırılmaları gerekmektedir.
1. https://twitter.com/damla_b_/status/1717250862773395787
2. https://twitter.com/pikachugoztepe/status/1717090533531644348