MAHİR KILIÇOĞLU mahirkilicoglu@hotmail.com

PARTİLERİN 24 HAZİRAN EĞİTİM VAATLERİ

13 Haziran 2018 Çarşamba 05:00

Partilerin 24 Haziran 2018 seçimleri için hazırladıkları seçim beyannamelerinin eğitimle ilgili bölümlerini inceledim. İçlerinde geçen yerinde ve güzel tespitler yanında, daha önce duymadığımız öneriler de var. En ilginç olanı, yapbozdan şikâyet eden muhalefetin eskiye dönme yönünde bir takım söylemleri seçim beyannamelerinde dile getirmeleri.

Muhalefet partilerinin genel olarak eğitim başlığı altında ifade ettikleri vaatlerin bir kısmı hali hazırda uygulanan, kısmen ya da tamamen geçmişten beri mevcut iktidarca uygulanan politikalar olduğunu görüyoruz. Bunların başında tam gün eğitim, mesleki eğitime verilen ağırlık, parasız eğitim…

CHP 1+8+4 şeklinde 13 yıllık bir eğitim modeli vaat ediyor. Türkiye’nin büyük sıkıntılar çektiği kesintisiz eğitimi getirmek istediği açık ve net. Aslında CHP, halkın talebiyle açılmış olan İmam Hatip Ortaokullarını kapatmayı vaat ediyor.

İyi Parti’nin (İP) 1+5+3+4 şeklinde eğitim modeli getirme vaadi var. Bir de müfredatları değiştirme ve “ders kitaplarını cumhuriyetin kuruluş felsefesine uygun hale getirme” vaadi dikkat çekiyor. 20. Yüzyılın başında, savaştan çıkmış, yetişmiş insan gücünü bırakın okuma yazma bilenlerin sayısının %10’lar civarında olduğu şartlarda oluşan felsefeyle biz ancak 70 yıl gidebildik.

Hala bu felsefeden resmi olarak vazgeçmiş değiliz. Çünkü Batı’ya entegre olma adına millilik ve yerlilikten uzak, seküler bir eğitim anlayışı benimsenmişti ki biz buna CHP ideolojisi veya tek parti ideolojisi diyoruz. İyi Parti’nin eskiye dönmekten başka bir şey olmayan bu vaadi, onun CHP’den farkını ortaya koyuyor.

Saadet Partisi’nin (SP), genel başkanları Temel Karamollaoğlu’nun konuşmasından ibaret seçim vizyonunda eğitim adına dile getirilen şeyler mevcut iktidara ve uygulamalarına yönelik eleştiri ve bunun değiştirileceğine dair. Değerler eğitimi konusunda ortaya konulan farklı ifadeden başka bir vaadi de görülemedi.

CHP seçmene yeni bir şey olarak eğitim ve işgücü talebi arasındaki eşgüdümü sağlayacak “İnsan Kaynakları Bakanlığı” kurmayı vaat ediyor. Hali hazırdaki Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın adı mı değişecek, işlevi mi değişecek, bölünüp, iki farklı bakanlık mı yapılacak bilemiyorum. Ancak eğitim istihdam arasındaki ilişkiyi yönetecek bir anlayışın ve yapının ülkeye faydası olacağı kesindir. Çünkü geçmişte yapılan yanlış eğitim politikaları yüzünden üniversite mezunu milyonlarca gencimiz ya işsiz ya da eğitim aldığı alandan farklı bir iş yapıyor.

Partilerin eğitim konusunda genel anlamda eskiye dönme vaadi olduğunu yukarıda belirtmiştik. Türkiye’nin eskiye dönme noktasında bir kararı olur mu olmaz mı onu 24 Haziran’da göreceğiz ancak, insanların eskiyi özlemle anıp onu istediklerine pek şahit olmuyorum. Bilakis eskisi gibi olacak korkusuyla yenilik vaat eden mevcut iktidara daha çok yöneliyorlar.

Ak Parti’nin eğitim ilgili vaatlerinin temelinde ‘kalite’ vurgusu ön plana çıkmaktadır. “Eğitimde Kalite Seferberliği” başlatacağını vaat eden Ak Parti seçim beyannamesinde yapacaklarını uzun uzun anlatmıştır.

Ak Partinin halen devam eden müfredat çalışmaları yanında okullar arasındaki kalite ve nitelik farkını asgariye indirecek bir kalite endeksi vaadi vardır. Bu yeni bir şeydir ve ülkemiz için elzemdir.

Milli Eğitim Bakanlığının politika belirleme, koordinasyon ve denetim odaklı çalışan bir yapıya dönüştürmeyi de vaat ediyor Ak Parti. Milli Eğitim Bakanlığının yeniden yapılandırılacağıyla ilgili bir çalışmanın vaadi olduğunu düşünüyorum.

Ak Parti, son olarak ‘Öğretmen Meslek Kanunu’ çıkarmayı vaat etmektedir. Öğretmen Meslek Kanunu ülkemiz için ciddi bir eksikliktir. Bunun siyasi partilerden biri tarafında, hem de iktidarın en büyük adayı tarafından dile getirilmesi olumlu bir gelişmedir.

Son olarak Ak Parti, CHP ve İP’nin vaatleri arasında bulunan okul öncesi eğitimi zorunlu yapma vaadinde bulunmamaktadır. Okul öncesi eğitim ülkemiz için olmazsa olmazdır ve zorunlu eğitim kapsamına alınmamış olması ciddi bir eksiklikken, Ak Parti’nin bu konuda açık bir vaatte bulunmaması benim için şaşırtıcı olmuştur. Sadece “her çocuğun en az bir yıl okul öncesi eğitim alması sağlanacak” ifadesi geçmekte bunun zorunlu eğitim kapsamında bir uygulamayla mı, yoksa çeşitli teşviklerle mi yapılacağı açıklanmamaktadır.

Mevcut iktidarın bizzat cumhurbaşkanımızın ifadesiyle en başarısız olduğu şey eğitimdir. Ak Parti Hükümetleri sağlıkta, ulaşımda, ekonomide ve kalkınmada gösterdiği başarıyı eğitimde gösterememiştir. Bunda, CHP’nin belirttiği gibi eğitim-istihdam ilişkisinin geçmişte yönetilememiş olmasının etkisi olacağını düşünüyorum.

Muhalefetin ve bizzat cumhurbaşkanımızın ifadesiyle eğitimde başarılı olamadığımız gerçeği niteliksel bir durumdur. Nicelik olarak mevcut iktidarın eğitim alanında büyük başarıları yadsınamaz bir gerçektir. Bunların en güzel örnekleri;

  • Üniversite sayılarının artması,
  • Kesintisiz eğitime son verilmesi,
  • Okullarda ders kitaplarının ücretsiz dağıtılması,
  • Derslik sayılarının ve öğretmen sayısında ciddi görülen artış,
  • Zorunlu eğitimin 12 yıla çıkarılması,
  • Bilim sanat merkezleri ile üstün zekâlı çocuklara yönelik verilen eğitim,
  • Engellilerin eğitime ulaşması yönünde atılan emsalsiz adımlar,
  • Bilimsel ve teknolojik gelişmeleri takip etmeyi, icat etmeyi, üretmeyi teşvik eden eğitim uygulamaları,
  • Okullara internetin getirilmesi, akıllı tahtaların yerleştirilmesi ve tabletlerin dağıtılması,
  • Dershanelerin kaldırılması yönündeki kararlı adımlar
  • Ders kitaplarının ve müfredatın değişmesi yönünde atılan ve devam eden adımlar,

Bu örnekleri sayıp artırabiliriz ancak yukarıdaki örnekler anlatılmak istenen şeyler için yeterlidir. Eğitimde niceliksel olarak bir başarı vardır ancak, Cumhurbaşkanımızı memnun etmeyen şey niteliksel başarıdır. Belki de bu nedenle partisinin seçim beyannamesinde kalite vurgusu yapılmaktadır.

20. yüzyılın eğitim anlayışıyla 21. yüzyılı yakalayamayız söylemini bu köşede sık sık dile getirdiğimizi okuyucularımız çok iyi bilir. Bu nedenle CHP’nin, İP’in veya SP’nin 24 Haziran sonrası için eğitim adına yeni şeyler vaat etmediğini söyleyebiliriz. Buna Ak Parti’yi de katabiliriz; yeni şeyler vaat ediyor ancak köklü değişiklik getirecek adımı atmıyor; ‘yeni eğitim felsefesinin getirilmesi ve bu doğrultuda eğitim sisteminin yeniden kurgulanması’

Ülkemizin geleceği kuracak nesillere ihtiyacı vardır. Okullar bu nesilleri yetiştirildiği yerlerdir. Okullarda eskinin eğitim anlayışıyla değil, ancak ve ancak yeni eğitim anlayışıyla, yeni insan tanımıyla, yeni müfredatlar ve zenginleştirilmiş eğitim yöntemleriyle geleceği kuracak nesilleri yetiştirebiliriz. Ülke siyasetini yöneten kadrolardan da beklentimiz bu olacaktır.

 

YORUMUNUZU YAZIN ...
Farklı olanı seçin:
# # # # # #