İBRAHİM DEMİRKAN demirkanibrahim@gmail.com

NAFAKA MI BU NİFAK MI?

10 Mart 2019 Pazar 19:23

Yazının başlığı 40 katır mı 40 satır mı gibi oldu farkındayım. Türkiye’de boşanmalar sonrası çocuğun velayetinin anneye verilmesinden süresiz nafaka ödemeye kadar bir dizi sorun artık kangren haline gelmiş durumda.

Ordu’dan bu konuyla ilgili gelen telefon ve bu konuda mağdurların açtığı bir gruba dahil edilmemle ülkenin beka sorununun asıl ailede beka sorunu olduğunu gördüm.

Yıllar önce Osmanlı’nın son uleması Mehmet Zihni efendinin Nimet-i İslam adlı eserinde boşanma sonrası çocukların durumunu okumuştum. Hıdane denilen bu durumla ilgili anne ve babanın şahsi durumları çok önemlidir. Çocuk eşler boşanınca ilk etapta akıl baliğ olana kadar anneye verilmesi tavsiye edilir ama annede fuhuş, hırsızlık vs. durumlar varsa anneye verilmez.  Ergenlik çağına ulaşınca da babaya verilir der İslam hukuku. Bu konuda birçok rivayet var. Fakat nafaka konusunda yeni içtihatlara ihtiyaç var çünkü asgari ücretli birisinin eşi kendisinden boşandığında ona vereceği nafaka ya da aldatılan ve düğün gecesi gelinin kaçmasıyla neticelenip mahkemede boşanmayla sonuçlanıp erkeğe yüklenen nafaka vicdanların kabul edemeyeceği durumlardır.

Şimdi geçtiğimiz şubat ayında basında bir çok yerde çıkan şu habere bakalım;

“Yargıtay işsiz kocanın kendisi aldatan karısına nafaka ödemesine hükmetti

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, işsiz ve herhangi bir geliri olmayan erkeğin, boşanma davasında tam kusurlu bulunan, aynı zamanda iş sahibi olan eşine tedbir nafakası ödemesi gerektiğine hükmetti. Mahkeme aldığı kararda, "Kadın suçlu olsa da nafaka hak eder mi?" sorusunun hukuki karşılığına da vurgu yaptı. Bu kararla Yargıtay, çalıştığı için maddi geliri olan, evlilik sürecinde kocasını aldatan kadının, herhangi bir işte çalışmayan ve maddi geliri olmayan kocasından nafaka almasını onaylayarak, emsal olabilecek bir görüş belirtti.” (https://www.yenisafak.com/gundem/yargitay-issiz-kocanin-kendisi-aldatan-karisina-nafaka-odemesine-hukmetti-3445513

Asıl trajedi para konusundan öte çocuklar üzerinde gerçekleşmektedir. Zaten babaların derdi de paradan çok çocuklarının ‘haczedilmesi’.

Boşanma veya ayrılık davası açılır açılmaz kadının istemi halinde hiçbir ön araştırmaya gerek kalmadan, 0-8 yaş aralığındaki çocukların velayeti anneye verilmektedir. Herkes anasından helal süt emmiş değil. Erkek ya da kadın boşanma sonrasında işi çirkeflik boyutuna götürüp çocuğu anne ya da babaya düşman olarak yetiştirebilmektedir. Benim anlamadığım ayda bir çocuk görme izni vs.nin nedeni nedir?  Çocuk babanın da çocuğudur istediği zaman önceden haber vererek görmelidir. Eşlerin birbirine bakışıyla çocuğa bakışları elbette bir olmaz. Kanun yapıcılar bunu da düşünmelidir. Anne ya da babada ahlaken ya da psikolojik olarak sıkıntılı bir durum yoksa görmelerine tahdit konulmamalıdır. Velayeti alan kişi istemediği takdirde diğer ebeveyn çocuğu mahkemenin tayin ettiği günlerde icra dışında görme imkânı yoktur. Bu durumda çocuk için icra dairesine para yatırılmakta ve çocuk bir mal gibi icra yoluyla haczedilerek teslim alınmaktadır. Zaten çocuk anne baba ayrılığından psikolojik olarak yıkılmış perişan bir haldeyken birde bu konuların altında sıkışıp ezilmesine izin verilmemelidir. Zaten çocukların icra dairesine para yatırılıp alındığı haberlerinden sonra böyle şey mi olur denilerek bu durumun düzeltilmesi için bir hareketlenme başlandı inşallah düzeltilir.

Şüphesiz burada mağduriyet erkek ya da kadın tarafında hatta çift taraflı olabilir. Mahkemeler ve sosyal devlet anlayışı bu yıkımı tamir etmekle yükümlüdür yarayı iyice kangrene dönüştürmekle değil ama bizdeki uygulama sadece kadının kadın olmasına bakarak tüm pozitif ayrımcılığı kadın lehinde kullanmaktadır halbuki bu konuda iki taraf araştırıldığında onların durumlarına göre hükümler tesis edilmelidir. Kadının maddi durumu kötü erkeğinki de kötü o zaman devlet nafakada kadının boşanma sonrası hani olur ya kadın ailesi tarafından da reddedilebilir kadına sahip çıkacak bir sistem kurmalıdır ama bunu gariban vatandaşına yüklememelidir. Adeta bu Allah’ın helal kıldığı nikah yolunu tercih etti diye insanları cezalandırmak hatta evlenmeyi düşünen bekarları da engelleyecek bir ortam oluşturmaktır.

Milli Eğitimden sonra herhalde en başarısız bakanlık olarak Aile bakanlığını rahatlıkla zikredebiliriz. Belki diyeceksiniz ki konu siyasete kayıyor hayır efendim iktidara yakın gazetelerde bile aile bakanlığını bu boşanma konusunda imza attığı fecaatlere, rezaletlere karşı defalarca yazılar yazıldı uyarılar yapıldı ama dinleyen kim?

Şimdi bu konuda birkaç nafaka mağdurunun kendi ağızlarından durumu özetleyelim. Son kez bir daha belirteyim. Bu evlilik konusunda iki tarafı dinlemeli ve onların sosyal maddi durumlarına bakılıp karar verilmelidir.  Yoksa bu nafaka sorunu toplumda büyük bir nifaka yol açacaktır. Aşağıdaki örneklerde bunun için verilmiştir;

ABDULLAH AKSOY;

% 100 Engelli olmama rağmen süresiz nafaka ödemekteyim. Nafaka engel tanımamaktır.

Başımdan geçen 1 Yıllık evlilik sonrası boşanma sonucu 10 Yıldır nafaka ödemeye mahkum edildim. Devletimizin uygulamakta olduğu süresiz Nafaka uygulaması adil ve hakkaniyetli şekilde bir düzenleme yapılmadığı takdirde engelli olmam hiçe sayılarak ömür boyu nafaka ödemeye devam edeceğim.

İBRAHİM YILBAŞ;

Çocuksuz 5 ay süren evliliğimin sonucunda 10 yıldır Nafaka ödemekteyim. Asgari ücretle çalışmaktayım. İkinci evliliğimi yaptım iki çocuğum var. Çocuklarımın geleceğini 10 yıldır yüzünü unuttuğum kadına ödemekteyim. Süresiz nafaka yüzünden ikinci evliliğim de bitme noktasına geldi. Pazartesi günü maddi sıkıntılarımdan dolayı eşim boşanma davası açacak. Geleceğimi mahveden kanunları sizlerin takdirine bırakıyorum.

ZAFER ÇALIŞIR;

2014 yılında evlendim düğünü yaptığım günün akşamı eşimin ailesi otoparka gitti uğurlamak için biz de gittiğimizde ailesi eşimi de alıp gitmek istediler dolandırıldığımı anladım karşı çıkmak istediğimde eşimin anne ve babası tarafından darp edildim karşılıklı şikayette bulunarak dava açıldı bu davayı kazandım lakin boşanma davası açıldığında tazminat ve süresiz nafaka ödemekle yükümlü tutuldum şu an maddi durumum olmadığı için en son geçen hafta cuma günü nafaka yükümlülüğünü yerine getiremediğim için o tazyik hapsi ne çarptırıldım ailemin araya girmesi ile maddi desteğiyle cezaevine girmekten kurtuldum mevcut nafaka yasası devam ettiği sürece ödeyemediğim her nafaka bedeli için üç ay hapis cezası alacağım.

MAĞDUR ANNESİ;

Boşanma sürecinde oğlumla birlikte bizlerde sıkıntılı süreci yaşamaktayız. Geleceğini, hayallerini yitiren evladım birde özgürlüğünü kaybetmesin diye emekli maaşımdan yardım edip nafakasını ödemekteyim. Kadınlar mağdur olmasın diye çıkarılan yasa maalesef ki biz kadınları mağdur etmektedir. Hükümetimiz bir an evvel bu konuyu çözüme ulaştırmalıdır.

YORUMUNUZU YAZIN ...
Farklı olanı seçin:
# # # # # #
Magdur annesi
Iki haftalik evlilige 7 senedir tekbir nafakasi hayellerimiz yikildi