İsveçli Kofia grubunun, 1972’de kuruluşundan hemen sonra seslendirdiği Leve Palestine şarkısı Gazze direnişiyle milyonların diline düştü. Dile kolay, 50 yıl önce seslendirilen şarkı şimdi meşhur oluyor. 50 yıl önce de vardı Filistin davası, şimdi de. Üzerine şarkıların ve türkülerin yazıldığı Filistin davası artık her milletten ve dinden insanın; yalnızca vicdanı olan her insanın davası oldu.
Bu şarkının YouTube kanalında birden fazla videosu olduğu halde her biri milyonları aşan sayıda izlenmiş. Altına her dinden ve milletten insandan gelen destek sözleri Filistin davasının artık küresel bir boyuta ulaştığının göstergesidir.
Bu şarkıyı 1967 savaşlarıyla doğduğu Filistin’in Nasıra şehrinde İsveç’e göçen George Totari isimli Hristiyan bir Arap yapmış. Nasıra şehri ise Hz. İsa’nın doğduğu ve büyüdüğü önemli ve sembol bir şehir (Aydın 2006).
George Totari bu şarkıyı 50 yıl önce yazdığını belirtiyor. 1972 yılında kurduğu İsveç-Filistin dayanışma grubu olan Kofia ile Filistin davasını tüm dünyada duyurmaya çalışan Totari, İsveç’e 1967 yılında geldiğinde bütün İsveçlilerin İsrail için dua ettiğini söylüyor. Totari, sadece Filistin davası için geleneksel Filistin kültürüne özgü şarkılar yapmışlar. Leve Palestine bunlardan sadece biri (Şeref, Yıldız ve Sarı 2023).
Kofia grubu özellikle Gazze için dayanışma faaliyetleri düzenleyen bir grup. George Totari ise bu grubun lideri. Totari Youtube’de ekli belgesel videoda[1] “Eğer Arapsan, İsrail’de her zaman yanlışsın, hatalısın” demektedir. İsrail’in 7 Ekim’den sonra Müslüman mabetleri yanında Hristiyan mabetlerini de bombalaması, onun zulmüne bahanenin Hamas ya da Filistinliler olmadığını gösterdiği gibi, Totari’nin aşağıda da devam eden açıklamaları, İsrail’in Müslüman Hristiyan ayrımı da yapmadığını, kendinden olmayan herkesi yok edilmesi gereken düşman olarak gördüğünün göstergesidir.
Kofia grubunun meşhur olan tek şarkısı Leve Palestine değil. Onların bugünlerde çok seslendirilen bir başka şarkısı da bizde “Vur vur vur Siyonizme vur” olarak biliniyor. Orjinali “Fire fire against Zionist” olan şarkı Batı’da söylenmiş olduğu halde çok güçlü, çok keskin vurguları olan bir şarkı. Brehony (2020) bunu Kofia’nın, silahlı gerilla mücadelesine açıktan destek veren ve bu desteğini Filistinli kitlelerin direncine omuz veren hikâyelerle sunan bir grup olmasına bağlıyor.
Totari ve onun grubu Kofia Filistin davası için 1972’de kurulmasından 1987’de başlayan veren intifadaya dek dört albüm, üç vinil plak, bir de kaset çıkarttı. Üstelik bunları müzik endüstrisinin desteğini almadan, adı bilinen plak şirketlerine sırtını yaslamadan yaptı. Grupla ilgili yeni çekilen kısa filmde de aktarıldığı biçimiyle Kofia’nın hikâyesi, taban hareketinin özgün bir biçimi olarak görülebilir (Brehony 2020).
Totari ve Grubu sadece Filistin davasına destek olmakla yetinmemiş, Vietnam işgaline, Güney Afrika’daki Aparteit’e kadar dönemlerinde yaşanan bütün insan hakları ihlallerine karşı çıkmışlar, özgürlük hareketlerini desteklemişler. Hatta "Ship to Gaza" olarak Batı'da bilinen bizde Mavi Marmara olayı olarak eyleme de katılarak destek olmuşlar.
Kofia şarkılarını Filistin halk kültürü doğrultusunda seslendirdikleri halkına faydası olması için elinden geleni yaptığını belirtmektedirler. Kuşkusuz bunda Filistin bölgesinin zengin, köklü kültürünün etkisi büyüktür. Totari şarkılarında işte bu kadim kültürü baz almakta ve "Filistin tüm dinlerin ve kültürlerin merkeziydi" demektedir. Bakın Totari burada Filistin için dili geçmiş zaman kullanıyor “Merkeziydi” diyor. Çünkü diyor Totari, İsrail’in Filistinlileri hapsettiğini ve onları kökünden, kültüründen ettiğini söylüyor (Şeref, Yıldız ve Sarı 2023).
Totari’nin dikkat çektiği şey, İsrail’in yok etmeye ya da çalmaya çalıştığı Filistinlilerin hayatları ve evleri değil. İsrail aynı zamanda onların kadim kültürünü de yok etmeye ya da çalmaya çalışıyor. Yok etmesini anlamış oluruz da kültürü çalmak ne oluyor diyebilirsiniz. Çünkü İsrail’de Yahudiler dünyanın farklı yerlerinden gelmiş olduklarından ortak bir geçmişleri ve kültürleri yok. Kültür dediğimiz şey öyle birden inşa edilmez. Kültür öyle güçlüdür ki değişiklik bile yüzlerce yılı bulur hatta binlerce yılda bile değişmeden kalabilir. Arap İdol sanatçısı Muhammed Asaf’ın “Dammi Falastini[2]” şarkısı İsrail tarafından yasaklandı. Bir süre sonra aynı şarkı sözleri değiştirilerek “Dammi Yahudi” olarak İsrail’de söylenmeye başladı. İsrail açık açık kültür hırsızlığı yapıyor. Bütün milletler başka milletlerde kültürel alışveriş yapar, bu normaldir. Ancak İsrail çalıyor.
Filistin için İsveç merkezli çalışmalarını devam ettiren Totari insanların artık her yerde şarkısını söylediğini vurgulamaktadır. Totari’nin şu sözleri ise Batı siyasetinin halklarından ne kadar koptuğunun açık göstergesidir: "İsveç'te de birçok protestoda Leve Palestine şarkısı söyleniyor ama hükümet İsrail'i destekliyor. Orada çocuklarımızın öldüğünü ve İsrail'in bizi bombaladığını görmüyorlar. Bugün siyaset adeta ticaret gibi. Sen ve ben, onlar için hiçbir şey ifade etmiyoruz. Onlar için sadece ticaretleri önemli" (Şeref, Yıldız ve Sarı 2023).
Anadolu Ajansının haberleştirdiği George Totari, şarkısının popüler olmasıyla güvenlik endişesi duyduğunun da altını çizerek, şunları söylediği aktarılıyor:
“İsveç'te siyonizmi, Netanyahu'yu, savaşı ve İsrail'in politikalarını eleştirdikleri zaman antisemitist olarak suçlanıyoruz. Yani onlar bizi öldürüyor, ama biz bunu konuşamıyoruz. Düşüncemizi yok ediyorlar. Mesela 'Long Live Palestina' şarkısında geçen 'Çok yaşa Filistin, kahrolsun siyonizm' sözlerinden ötürü şarkıyı İsveç parlamentosuna götürdüler ve şimdi başbakan olan eski muhalefet lideri, şarkının antisemitist olduğunu söyledi. Oysa biz o şarkıda kahrolsun faşizm de dedik. Bu Yahudilere değil, ülkemizi sömüren, bizi hapseden ve bize kötü davranan bir ideolojiye karşı tavır. Onlar Arap ve Müslümanların aklı olmadığını söylüyor, 'En iyi Arap, ölü Arap'tır.' diyor. Hatta haberlerde görüyorsunuz, Gazze'ye atom bombası atmayı planlıyorlar. Gazze'de çocuk, kadın fark etmeksizin herkesi öldüreceklerini söylüyor çünkü orada herkesin Hamas'ı desteklediğini düşünüyorlar. Hamas'ı İsrail yarattı. Dünyada işgale uğrayan her ülke savaşır, taşla, roketle, silahla. Problem nedir? Dünyada özgürlüğü için savaşan herkes Hamas mı oluyor? Nasıl bir dünyada yaşıyoruz. Özgürlüğün için savaşıyorsan terörist oluyorsun."
Bu sözlerin hepsi Filistinli bir Hristiyan’a ait. İsrail’in katliamlarını görmek için Filistinli olmaya da gerek yok. Vicdan sahibi insan olmak yetiyor. Oysa aklını uluslarüstü propagandaya kiraya vermiş kimseler, Hamas’a terörist, Filistinlilere de zararlı mahluklar gözüyle bakıyor. Onlar bu halleriyle bir kurban ve kandırılmış, beyinleri yıkanmış ve düşünüp akledemez olduklarını görmüyorlar anlıyoruz. Ancak İsrail’in onursuz ve alçak saldırılarına da mı bir sözleri yok. Leve Palestine şarkısını söyleyen, Müslüman bile olmayan İsveç-Filistin karması Kofia kadar da yok edilen kültürü ve tarihi görmüyorlar.
Totari, Anadolu Ajansına verdiği demeçte: “Hristiyan olduğum için Arap olmadığımı düşünenler oluyor. Halbuki herkes dinini seçebilir. Bazıları da Müslümanlara düşman olduğumu düşünüyor. Neden düşman olayım? Oğlum Lübnanlı Müslüman bir kadınla evli. Kızım da bir Türkle evlendi. Bizi rahatça öldürmek için ırkçı olmamızı, terörist olmamızı ve insanlıktan çıkmamızı istiyorlar. Bize açıkça 'hayvan' diyorlar. Biz Yahudilere hayvan desek, hepimizi terörist ilan ederler."
İşte durum bu, Yahudi olmayan herkes hayvan, biz Yahudilere hayvan demiyoruz. İsrail’in onursuz ve alçak savaşından dolayı ona ve bu onursuzluğa ve alçaklığa destek olan herkese organize saf kötülük (organized pure evil) diyoruz. Kötülüğün saf hali organize olmuş, vicdanın ve insanlığın kabul etmediği zulmü bütün dünya ayağa kalktığı halde sürdürüyor. Kötülüğün bu saf hali bütün dünyayı ateşe verecek adımları çekinmeden, geciktirmeden, ardı ardına atıyor. Bizler ise bunu izliyor, kınamakla yetiniyoruz. Artık bütün devletler bir başkasından beklemeden bu saf kötülüğe karşı adımlar atmalıdır.
ABD ve Batı, sadece İsrail ve çevresinde değil, bölgenin tamamında kan ve gözyaşına neden olacak adımları atıyorlar. Şimdi Kızıldeniz’deler. Kızıldeniz ki Haremi Şerife bakıyor, Medine’ye bakıyor. Üç büyük din için kutsal olan Kudüs’ü hallettiler, şimdi Müslümanların Kutsal’ını kuşatıyorlar. ABD’nin hali hazırda var olan Bahreyn, Kuveyt, Katar, BAE, Suudi Arabistan, Ürdün, Suriye ve Irak’taki askeri varlığı, Müslümanları çepeçevre kuşatmaya ve fiili işgale dönüşmek üzere. Bölge ülkelerinin bir an önce ABD’nin işgal ve saldırılarına karşı birliklerini sağlamaları gerekiyor. Yoksa ne yönetecekleri bir halk ne de yaşayacakları bir vatan kalır.
ABD’nin Yemen’e yönelik olduğu iddia edilen eylemlerinin tamamı İslam Dünyasını çepeçevre kuşatmaktır. Yemen ABD tarafından işgal edilirse, İslam Dünyasında bitmeyen büyük sorunlar başlar. Bu nedenle başta Türkiye olmak üzere Doğu Akdeniz, Kızıldeniz ve Basra körfezini güvenlik içerisine alıp, başka ülkelerin bölgede dolaşmasına izin vermeyecek adımlar atmalıdır. Bunun ilk yolu merhum Erbakan hocanın söylediği gibi İslam Birleşmiş Milletlerini Kurmak, İslam Birliğini sağlamak, İslam Askeri Gücünü oluşturmaktan geçmektedir. Bu adımlar onun sağlığında atılmış olsaydı şimdi ne İsrail bir sorun olurdu ne de ABD ve yancısı Batı devletleri… Leve Palestine gibi şarkılar da geçmişin güzel anlıları olarak kalırdı.
Gazze’de ve tüm Filistin’de sürdürülen mücadelenin anlam bulması için sadece meydanlarda bağırmak, boykotlara katılmak yetmiyor ve yetmeyecek. Gazze’de sürdürülen mücadelenin anlam bulması için bütün insanlık gibi Müslüman devletlerin de ayağa kalması gerek. Çünkü dünyanın kurtuluşu sapkın, batıl ve zulüm getiren ideolojilerinin elinde olamaz, olmamalıdır. Çünkü adil ve sürdürülebilir bir dünya ancak İslam’la mümkündür. Hz. Peygamber’in (sav.) merhametini bütün dünyaya yaymakla ancak dünya barışı sağlanır.
Kaynaklar:
- https://www.trthaber.com/haber/dunya/abd-ortadogudaki-uslerini-guclendiriyor-807470.html (23.12.2023)
- Louis Brehony; ““Ateş, Ateş!” Kofia Grubu İçin Bir Kılavuz https://istiraki.blogspot.com/2020/03/kofia.html (23.12.2023)
- https://kofiafilm.com/home (23.12.2023)
- Mahmut Aydın, "NÂSIRA", TDV İslâm Ansiklopedisi, https://islamansiklopedisi.org.tr/nasira (23.12.2023).
- Salih Şeref, Ömer Faruk Yıldız, Hatice Nur Sarı; “Kofia Grubunun Kurucusu George Totari, Filistin Protestolarının Simgesi "Leve Palestina" Şarkısını Anlattı” https://www.aa.com.tr/tr/israil-filistin-catismasi/kofia-grubunun-kurucusu-george-totari-filistin-protestolarinin-simgesi-leve-palestina-sarkisini-anlatti/3060222 (23.12.2023)
- Kofia: A Revolution Through Music (full film) https://www.youtube.com/watch?v=PUsSqev9gmE (23.12.2023)
- TRT World; Israelis Appropriating a Popular Palestinian Song ‘Dammi Falastini’ https://www.youtube.com/watch?v=oCdUbxdfnBY&t=16s (23.12.2023)
[1] Kofia: Müzikle Devrim Yapmak İngilizcesi “Kofia: A Revolution Through Music” Video linki: https://www.youtube.com/watch?v=PUsSqev9gmE
[2] Dammi Filistini, benim kanım Filistindir anlamına geliyor. https://www.youtube.com/watch?v=oCdUbxdfnBY&t=16s