MAHİR KILIÇOĞLU mahirkilicoglu@hotmail.com

KIBRIS’IN İHANET ŞEBEKESİ

28 Eylül 2020 Pazartesi 05:52

KKTC’de Sendikalar ve onun bürokrasideki elemanları devleti istedikleri gibi manipüle etmektedir. Sendika yönetimleri Türkiye karşıtlığında Rumlarla el eledir. Türkiye için söyledikleri şeyler Rumların Türkiye’ye söyledikleri söylemlerle aynıdır. Türkiye’ye işgalci, nüfus taşıyıp Kıbrıs Türkünü asimile ediyor diyenler de onlar. Hatta Kıbrıs kültürünü Türkiye’nin bozduğunu iddia edenler de onlar.

Adamın biri kalkmış, Türkiye Kıbrıslı Türkleri sistematik şekilde asimile etti demişti birkaç yıl önce. Bugün hala bu söylemi sistematik şekilde dillendiriyorlar. Göbels’in uyguladığı “bir yalanı kırk defa dillendirdin mi buna insanlar inanmaya başlar” sistematiğini yürütüyorlar. Halbuki Rum kankalarının sistematik yalanlarını papağan gibi tekrarlamaktan da öte bir şey yapmıyorlar.

Asimilasyonun sosyolojik tanımı: “Asimilasyon: Farklı kökenden gelen azınlıkları veya etnik grupları, bunların kültür birikimlerini, kimliklerini baskın doku ve yapı içinde eriterek yok etme sürecinin sonu” şeklindedir.

Etnik olarak Kıbrıslı Türkler, Türk değiller mi ki onların kimlikleri Türkiye tarafından sistematik asimilasyonla yok edilmiş olsun. Ya da Kıbrıslı Türkler, Türkiye’deki Türklerden farklı dil, kültür ve din sahibi idilerdi de Türkiye bunu yok etmiş, onu mu iddia ediyor. Din aynı din, dil aynı dil. Değişme var mı kardeşim, yok… Türkiye nasıl asimile etmiş oluyor seni?

Asimilasyon falan yok, atıyor işkembeden. Çünkü onlar kelimeleri ve kavramları istedikleri gibi esnetirler. Kavramları istedikleri gibi doldururlar. Ama buna kendilerinden başka inanan yok. Yani kendi çalıp kendi oynayanlardanlar…

Ya da Kültürü ele alalım. Kıbrıs kültürü diye bir şey var mı? Elbette, adada yaşayanların ortak kültürü vardır. Bulunulan coğrafyanın şekillendirdiği kültür herkesi içine alır. Bunun gibi tabi olunan dinin şekillendirdiği kültür de herkesi içine alır mesela…

Bin yıllık Anadolu coğrafyasının ve Doğu Akdeniz havzasının ortak potasında erimiş, iç içe geçmiş ve doyumsuz bir renge bürünmüş Türk kültürünün bir kolu da Kıbrıs’tadır. Bu kolu temsil edenler Kıbrıslı Türklerdir.

Kıbrıs’ta Türkiye’den gelen ne vardır ki Kıbrıslıların kültürünü bitirmiş olsun? Mesela, Kıbrıs’ta olup da Türkiye tarafından sistematik olarak yasaklanmış ve yok edilmiş bir kültürel öge gösterebilirler mi?

Molehiya, kolakas, garagulli… yiyen yiyor. Kimse bir şey diyor mu? Ben görmedim, siz gördüyseniz e-postam verilmiş, yazın bana…

Ya da düğünlerde önce tebrikler kabul edilir ve bu sırada hediyeler, takılar toplanır, sonra eğlenilir. Türkiye’de kesinlikle böyle bir şeyi hiç görmedim. Birileri yasaklamış olsa bu gelenek devam etmezdi. Kıbrıslılara davul-zurnayı dayatan olmadığına göre, sistematik asimilasyon da yok.

Rakısına, şarabına, zivaniyasına karışan yok. Giyimine, kuşamına karışan, belirli kıyafeti dayatan bir Türkiye yok. Eskiden Türkiye’de vardı, başörtüsünü kamusal alanda yasaklardı Türkiye, Kıbrıs’ta bu konuda hiçbir sorun yaşanmadı zaten.

Ya da cenazelerin defninde seni, üçüncü gece, kırkıncı gece mevlit okutmak istedin de yasaklayan, belirli şeyleri sistematik olarak dayatan Türkiye mi var?

Ya da okullarında senin dilin farklı da sana Türkçe eğitimi mi zorunlu kılıyor? Sen de Türkçe konuşuyorsun, Türkiye’den gelen insanlarda. Resmi dilin Türkçe. Sana kendi dilini, kendi dinini ve kendi kültürünü dayatan bir Türkiye olamaz. Hepsi aynı, Türk Kültürü, dünyanın bütün coğrafyalarında birbirinin devamı, aynısı veya benzeridir. Küçücük adada, 300 bin insanla, dünyanın en kadim kültürlerinden biri olan Anadolu Kültürünün bir parçası iken kültürel olarak ben farklıyım demenin sosyolojik altyapısı yok.

Öyleyse senin “sistematik olarak asimile edildik” lafını dile getirmen, muhtemelen çarpık ve içi boş iddialarını kavramsal altyapıya oturtturma ve mantıksal tutarlılık oluşturma gayretinden başka bir şey değildir. Yani kısaca usturuplu bir yalan söyleme çabası…

Onu da bile beceremiyor efendiler. Çünkü boş konuşuyor, boşa kürek sallıyorlar. Sendika başkanı sendika başkanı gibi değil, siyasi parti lideri gibi konuşuyor.

Kıbrıs Türk tarafından birileri, Türk ordusuna, Türk devletine, senin garantörün ve Kıbrıs’ta Türk varlığının teminatı olan Türkiye Cumhuriyeti’ne olmadık laflar söylüyor, Rum tezlerini bile dillendiriyor, bunun hesabını soran yok.

Ya da kendi devletine, yani KKTC’ye, onun bayrağına olmadık söz ve davranışlarla ihanetler ortaya koyuyor, bir savcı kalkıp bunun hesabını soramıyor.

Kendilerinin dili, dini, kültürü farklıymış gibi algı oluşturmaya çalışan birtakım kesimler, sistematik olarak aslı olmayan Kıbrıs Kültürü temasını işliyor. Sistematik olarak asimilasyon yalanını söylüyorlar. Bu yetmezmiş gibi Türkiye’ye Kıbrıs’ta işgalci, sömürgeci diyenler bile var. Türkiye’nin başındaki yöneticilere edep dışı söylemleri ve eylemleri yayın organlarında gösterenler de onlar. Bu ihanet ve yalancı tayfası, toplumunda çok küçük bir azınlık olduğu halde, bütün köşe başlarını tutmuşlardır. Sendika bunlardan sadece biridir.

YORUMUNUZU YAZIN ...
Farklı olanı seçin:
# # # # # #