MAHİR KILIÇOĞLU mahirkilicoglu@hotmail.com

IRKÇILIK VE BATI

28 Haziran 2017 Çarşamba 00:17

Kapitalist ve seküler toplumlarda ırkçılığın yeniden yükselmesinin en büyük nedeni, ekonomik krizin getirdiği işsizlik, pahalılık ve refah seviyesinde düşüştür. Batının en alt toplum kesimini oluşturan göçmenler ve üçüncü dünya ülkesi vatandaşlarının doldurduğu en alt seviyedeki iş gücü ve ekonomik statü, işsiz ve beş parasız yerli halkların gözüne battı.

Yerli halk, onları yani göçmenleri, refah paylarının bölünmesine neden olan unsurlar olarak, dolayısıyla ekonomik çıkarları için tehdit olarak gördüler. Çünkü Batı kültüründe paylaşmak yoktur, güçlü olanın zayıfı sömürmesi vardır.

Onların ırkçılıkla yaptıkları, aslında refahın en küçük paydaşı olan kesimlerle refahı paylaşmak istememeleridir. Batı, sömürü üzerine kurulmuş ekonomisini yeni paradigmalara oturtmazsa, ırkçılık batağına saplanacak ve yeni sömürüler buluna kadar bu batakta debelenecektir.

Belki elinde var olan silah gücünü, yeni bir dünya savaşında zayıf toplumlara karşı kullanmak isteyecek. Ancak dünyada dengeler çok değişti. Böyle bir şeye ancak Hitler gibi bir çılgın kalkışabilir. Batı'da da Mart 2017’de yaşanan Hollanda olayı gösterdi ki çok çılgın var.

Onların Türkiye düşmanlığı sadece dini gerekçelerle açıklanırsa yetersiz kalır. Onların Türkiye düşmanlığı, oluşturdukları dünya düzenine alternatif düzen üretme kapasitesine sahip tek ülkenin Türkiye olmasıdır. Türkiye sömürüye dayalı olmayan, paylaşıma dayalı ekonomik refahı uygulayabilecek toplumsal birikime sahip.

Batı ırkçılığı, kibir ve hasetle büyüyor. Kibir ve haset en çok sahibini tüketir. Buna karşı bir eylem ve söylem üretememeleri, ılımlı politikacıların ırkçı söylemlere karşı duruş ortaya koyamamaları, ırkçı politikaların ılımlı politikacıları bile şekillendirmesi sağduyunun Batı'da yitirildiğini gösteriyor. İsterseniz Fransa’da seçimleri kazanan Macron’un açıklamalarına bakın.

Suriye ve Ukrayna konusunda AB'nin başarısızlığı, kurumsal olarak çöküşte olduğunun göstergesidir. Irkçılık bir ur gibi sadece AB'yi değil, tek tek bulaştığı her toplumu yanlızlığa, ekonomik darboğaza, iç çatışmalara ve özgürlük, insan hakları ve demokrasi gibi değerlerin yitirilmesine götürecektir.

BATI KENDİ PUTUNU YİYOR

Batı kendi putunu yiyor, çünkü putlara tapmalarının tek amacı var, çıkar elde etmek…

Onlara göre;

1.    Demokrasi, sandıktan kendileri çıkıyorsa makbuldür.

2.    Özgürlük, eş cinsellik dahil, her türlü ahlaksızlığı yapabilmenin bir başka adıdır.

3.    İnsan hakları, sadece kendi insanları için bir anlam ifade eden kavramdır. Kendilerinden olmayan insanlar için insan hakları diye bir şey yoktur.

4.    İnanç özgürlüğü, seküler yaşamı öngören, inançsızlığı savunan bir kavramdır; kesinlikle istediğine inanma anlamına gelmez.

5.    İfade özgürlüğü, demokratik hakkını kullanma anlamına gelmez. Bu kavramla kutsala ve kendilerinden olmayana saldırmayı meşrulaştırmışlardır.

6.    Seyahat özgürlüğü, sadece kendilerinden olanların yararlanabileceği bir haktır. Kendilerinden olmayanların seyahat etme özgürlüğü yoktur (Türkiye'ye vize serbestliği vermemelerinin sebebi budur.)

Onların dünyaya propagandasını yaptığı özgürlük, demokrasi ve insan haklarının tek amacı vardır, var olan sömürü çarklarını döndürmek. Öyle olmasa, balinalar ve karabataklar için dünyayı ayağa kaldıran Batı, dünyada yıllardır devam eden zulüm, gözyaşı, işgal ve katliamlara bir dur deme gereği duyarlardı...

Mahir KILIÇOĞLU

mahirkilicoglu@hotmail.com

YORUMUNUZU YAZIN ...
Farklı olanı seçin:
# # # # # #