MAHİR KILIÇOĞLU mahirkilicoglu@hotmail.com

COVİD-19 VE KKTC

01 Haziran 2020 Pazartesi 03:08

Kuzey  Kıbrıs, dünyanın büyük belası olan koronadan başarıyla çıkan ilk ülke oldu. Bir aydan fazla süredir yeni pozitif Covid-19 vakası ülkede görülmemektedir. Bu nedenle KKTC hükümeti korona önlemlerini tedrici olarak gevşetti. Ancak bu gevşetmede en göze batan şey ürkekliktir. Başka ülkeler Covit-19'la aktif mücadele ederken ve vaka sayıları sıfırlanmamışken bile tedbirleri gevşetmeye başladığı halde KKTC bu konuda daha ürkek adımlar atmayı seçmiştir.

Son olarak aldığı kararlarla, KKTC'de oturumu olan TC vatandaşları dahil yabancıları alacağını açıkladı.Yalnız bu kararda dikkat çeken bazı hususlar kamu oyunda tartışma yarattı. Bunlardan biri karantinaya alınanlardan ücret alınması, diğeri PCR testlerinden ücret alınacağının açıklanmasıdır.

Türkiye'den son üç ayda 2 milyar ?'nin üzerinde yardım alan KKTC hükümeti, Türkiye'den gelen ve KKTC vatandaşlığı olmayan öğrenci, işçi, sivilleri ve resmi görevlileri 14 gün karantinada tutacak ve onlardan bunun ücretini tahsil edecek. İnternetten her yerde bunu teyit ettirebilirsiniz.

Bu karar ertesinde 70 bini bulan Türkiyeli öğrenciler, twitterı salladılar. Zaten üniversiteye, yurda para veren ve KKTC'nin pahalı yaşamına uyum sağlamakta güçlük çeken öğrencilerden, KKTC'ye geldiklerinde karantina faturası yansıtacağını söylemek, öğrencileri öfkelendirmek için yetti.

2018 ve 2019 yıllarında KKTC üniversitelerinin kontenjanlarının yarısı boş kaldı. Covid-19 nedeniyle yaşananlar adaya dışarıdan öğrenci gelişini ciddi şekilde olumsuz etkilemesi beklenmektedir. KKTC üniversiteleri bu süreçten çok büyük zarar göreceklerinin endişesini derinden yaşıyorlar. Bu nedenle çeşitli çözümler üretiyorlar.

Üniversiteler kendi öğrencilerini karantina sürecinde ücretsiz misafir edeceklerini açıkladılar. Resmi görevlilere de öyle veya böyle çözüm bulunur. Ancak işçilere karantina uygulayıp bunun binlerce lira tutan parasını alacağım demek işçileri mağdur etmeyi bir yana bırakın KKTC tarımını bitirmek demektir. Ayrıca hizmet sektörünü, sanayiyi ciddi şekilde yaralamak demektir.

KKTC hükümeti Temmuz ayında gelenlere covit-19 testi (pcr) yapıp bunun parasını gelenlerden alacağını açıkladı. Bunun anlamı gelmeyin demektir. Üstelik parasını Türkiye'nin verdiği testleri Türkiye'den gelenlere paralı uygulamak krizi fırsata çevirmek (!) anlamına gelir. Çünkü ikili anlaşmalar gereği Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının KKTC'de SGK kapsamında sağlık hizmeti alma hakkı vardır. Türkiye'nin ücretsiz gönderdiği testleri, özellikle SGK kapsamındaki Türk vatandaşlarına ücretsiz yapmaları gerekirken bu testlerden ücret talep edilmesi fırsatçılıktır.

KKTC hükümeti hem üniversiteleri tedirgin eden, hem turizmi baltalayan, hem tarımı felç eden, hem de sanayiyi aksatan kararlara imza attığı belirtilmektedir. Üstelik bu kararlar ile önümüzdeki seneyi ekonomik açıdan ciddi tehlikelere attığı tüm sektörlerde dile getirilmektedir.

Öte yandan 8 Hazirandan sonra gelen herkese 14 gün karantina uygulaması yapılacağı açıklandığı halde, 1 Temmuz'dan itibaren bu uygulamaya son verilecek. KKTC'ye gidecek kişilerin bu yolculuklarını 22 gün daha ertelemeleri sonucunda KKTC hükümetine 14 günlük karantina ücretini vermekten kurtaracak. 

Türkiye'de tarım sektörü bütün korona tedbirlerinden istisna tutuldu. Çay hasadı için Karadeniz'e giden işçilere sadece Covid-19 testi yapıldı ve pozitif çıkanlar için tedbir alındı. Sağlık sektöründe covit-19 nedeniyle Türkiye'yi adım adım takip edip başarıya ulaşan KKTC, başka başarılı örnekleri neden görmezden gelir anlamakta zorlanmaktayız.

YORUMUNUZU YAZIN ...
Farklı olanı seçin:
# # # # # #