SON EKLENENLER

EROL BATTAL'DAN BİZE KALAN MİRAS NE?

Memur-Sen Konfederasyonu`na bağlı Eğitim-Bir-Sen Teşkilatlanmadan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Erol Battal vefat Yıldönümünde anılırken Eğitim-Bir-Sen İstanbul 6 nolu şube başkanı İdris Şekerci bu hafta ki yazısında Erol Battal'a değinerek ''Vefatının seneyi devriyesinde Erol Battal'ı rahmetle anarken, yeni jenerasyon sendikacı arkadaşlarımıza tavsiyem Erol Battal'ı sendikacılıkta bir "ekol" olduğunu bilerek hayatını yeniden okumalarıdır.'' dedi.
28 Eylül 2022 14:23

ŞEKERCİ Yazısında şu ifadelere yer verdi:

Sendikacılık hikayemde Erol Battal 'ın farklı bir izi var. İstanbul 2 Nolu Şube yönetim kuruluna seçildiğimde İstanbul Eğitim Bir Sen'imizin kadim adresi Aksaray 'da üst katımızda Şube Başkanı olduğu günlerde ara ara çıkar tecrübesinden istifade etmeye çalışırdım. Bizim mahallede sendikacılığın kitapta yerini arayanların çok olduğu günlerde Merhûm Akif İnan'dan sonra ayakları yere basan entellektüel derinliği Erol Battal'da gördüğümüzün altını çizmem gerekir.

Merhûm Rasim Özdenören'in meşhur tespitidir. Batıda olan her şeyin bizde de aynısı olmak zorunda değildir. Sendikacılığın kitabını yazan Erol Battal için de durum aynıdır. Kendi medeniyet değerlerimiz üzerine basmayan sendikal anlayışı hep eleştirdi. Ne demek istediğimizi daha anlaşılır hale getirmek için bir çok örnek verilebilir. Ancak ilk aklımıza gelen 1 Mayıs'la ilgili ortaya koyduğu manifesto değerindeki yazısıdır.

Dedik ya; Erol Battal bu sendikaya Akif İnan'dan sonra entelektüel derinlik katan ikinci kişidir. Tanıyan bilir; onun lügatında algı'ya yer yoktu. Etrafına bakarak irade ortaya koyan bir sendikacılık onun kitabında yazmazdı. Etrafı/rakipleri ona bakarak alana cümle kurardı. Bugün yaşadığımız en derin problemi de bu değil midir?

Eskilerin ifadesiyle "Her gıcılayan kağnıya binmek" anlamına gelebilecek anlık tepkiler ile yapılan sendikacılık ne kadar bizdendir. Vefatının seneyi devriyesinde onu tekrardan anlamaya ne kadar da ihtiyacımız var. Klişe laflar gelmesin kimsenin aklına. Erol Battal yaşadığı günler de de "sırma saçlı" ve "badem gözlü" idi. İtiraf etmem gerekirse, birlikte sendikacılık yaptığımız günlerde her konuda onunla anlaştığımız söylenemez. Olması da gerekmiyor zaten. Ancak şunu net bir şekilde ifade etmem gerekir ki özü ile sözü arasında milim sapma olmayan bir teşkilat adamıydı o.

Kendi ifadesiyle Erol Battal, “İkisi de hayatıma anlam katan uğraşlardı. İkisini de çok zevk alarak yaptım. Tek biriyle değil ikisiyle birlikte anılmak isterim” diyen bir adamdır. Bugün onu tarif etmek için bir "Duruş Adamı" diyorsak inanın abartılı bir ifade değildir bu. Hiç unutmam, dönemin Erol Battal, şube başkanı iken, "Oraya başka buraya başka" politik tavır takip eden dönemin bürokratına, yakasında taşıdığı rozetine dokunarak,

"Sen bizim yanımızda başka filancaların yanında başka rozet takıyorsun" diyerek ikircikli tutumunu açıkça ortaya koyacak kadar sözünü esirgemeyen birisidir. Yine dönemin İl Milli Eğitim müdürü o zorlu günlerde bize ikinci sınıf insan muamelesi yapmak isteyen bir tutum ortaya koyarak müdürlüğün B kapısından içeri almak istediğinde A kapısından zorla girdiğini bilirim.

Bugün gerek şube başkanı olarak bizlerin gerekse genel merkez yöneticilerinin, Erol Battal'ın hayatından hâlâ çok şey öğreneceği muhakkaktır. Mehmet Akif İnan Vakfı marifetiyle, vefatının seneyi devriyesinde sanal ortamda Erol Battal'ı anlatacak -vakfın başkanı Hıdır Yıldırım başta olmak üzere- konuşmacıların tamamı Erol Battal'daki statükoya eyvallah etmeyen tarafını bilir. Sivil İtaatsizlik eylem kararımız olmadığı o günlerde onun kravatsız hali bu duruşun en önemli göstergelerinden biridir.

Maarif Davamız'ın "İsyan Ahlakı"nı sendikacılık tecrübem ile söyleyebilirim ki; Erol Battal'da gördüm. Sendikacılığın kitabını yazan Erol Battal için çok şey söylenebilir, bunu biliyorum. Ancak net olarak ifade etmem gerekirse;

Erol Battal, bir sendikacı olarak irade ortaya koyarken Sayın genel başkanımızın ifadesiyle "sinüs kosinüs" hesabı yapmaz, hesabı olanın hesabının tutmayacağını, hasbî davrananın er ya da geç maksadına ulaşacağını bilerek sendikacılık yapardı.

Vefatının seneyi devriyesinde Erol Battal'ı rahmetle anarken, yeni jenerasyon sendikacı arkadaşlarımıza tavsiyem Erol Battal'ı sendikacılıkta bir "ekol" olduğunu bilerek hayatını yeniden okumalarıdır.

İdris Şekerci

EBS İstanbul 6 Nolu Şube Başkanı

SENDİKA BÜLTENİ

EĞİTİM BÜLTENİ SAYFASINI
YORUMUNUZU YAZIN ...
Farklı olanı seçin:
# # # # # #
SON EKLENEN HABERLER